0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
782
Okunma
Güneş’in şehri.
Edremit’e karşı dümen kıracam umutlarına.
Sana bulutları sürükleyecem
Baharını yaşamak için.
Kalenin zincirlerine asılı kalmış kıyıların.
Hiç çekiç vuramamış raylarına
Acemi makinist.
Mavi mavi sularının üzerini çizememiş
Gemiler, Vapurlar…
Dokunamamış sana
Hiçbir aydın, hiçbir sanatçı.
Hiçbir düşman
Yar diyememiş sana
Sokulamamış sıcaklığına.
Dövememiş dağlarını rüzgârlar özgürce.
Sırtlamışsın bin yıllık ölümleri.
Çağdaş korkulara yenilmemişsin
Zaman zaman mağlup olsanda…
Çok güreş tutmuş yüreğin
Yaşamak belası adına.
Dağlarında kanatlanır zaman.
Her yanın uçurum
Vermezsin kimseye aman…
Ey özgürlüklerin şehri!
Çok borçlanmışsın hayata
Yiğit olmak için.
Neresinden tutayım
Sende ki kara toprağın
Saksılarında bitki olmak için?
Merhametin sonsuz
Neresinden tutayım?
Süngümün ucuna takıp
Yüreğinden vuramadığım şu hayatın…
Bahar gelmiş dağlarına.
Hasret, toprak kadar karadır sende.
Dumanlar firar eder bacalarından
Maviliklere doğru…
Gözyaşının rengi yoktur
Sergüzeşt düşüncelerinde.
Bir yanın Türk, bir yanın Kürt.
Çıkan ilk ekmek kadar sıcaksın
Kardeşliğin arifesinde.
Bir Ermeni çayı kadar demlisin
Sımsıcak muhabbetinde nisan’ın.
Kalmadı düşman, kalmadı kan.
Her şey anadan üryan
Vaftiz edilmiş baharın eteğinde.
Sen ki,
Kavgamın en kopulmaz yeri.
Damlalar kavuşunca kıyısına
Ovasının ıslaklığında yol aldığım.
Saatler bütün zamanları vurduğunda
Kilisesinde, camisinde
Her bir Tanrı’ya taptığım… can
5.0
100% (1)