0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1928
Okunma
Yine gün aşıyor
Akşam oluyor
Aynı akşamın sessiz ısırışında
Harcıyorsun zamanını
Yorgun bir kaçakçı gibi.
Oysa yorgunluğunu paylaşmaya
Yanaşmaz yıllar…
Eğilmiş başın frenk çınarı misali
Bu çıngıraklı korkular arasında
Üzerine üzerine çöker karanlıklar
Dört nalla geride bıraktığın anıların
Kurşun gibi terk eder seni
Gitmek istersin
Tütün kokan nefesin çekmeye yetmez
Bir adım ötesini
Avuçlarının arasından kayıp düşer zaman…
Taş duvarlarda sahipsiz yazılar gibi
Her zaman ironiksin
Yarı dönük bakışlarınla.
Gözlerinde buğulanır bastığın yollar
Yine de yakasına yapışırsın bu şehrin
Yokuşlu, sisli anısına
Ay karanlığında gülümsersin
Dümen kırmak istersin yarının aydınlığına
Ama gözlerini aydınlatmaya yetmez kandiller
Başını alıp gidersin
Sonra peltek okursun hayatı
Dilinden düşmez bildiğin dualar
Hep yarım kalır
Sol yanındaki boşluğun…
Yanında gezdirirsin çoluk çocuk, torun hasretini
Çıplak bastonun taşımaz olur yükünü
Güneş bu gün bir başka dersin
Oysa ki bir şeyi saklarsın hep
Ömür dediğin o koca yalanı
Sarılır durursun o koca yalana
Bulmaz yine de seni…
Silinir gözlerinde anılarının perdesi
Sigaranın dumanı kadar dağılmış gençliğinle
Hayata bir olta gibi fırlattığın ömrün arasında
Topal bir iskemlede çayınla birlikte soğumaktasın…
Bir çocuk gibi heyecanlandığında
Titrer ellerin.
Ölümün kıyısında gözlerin uzakları arar
Ağ ulan ağ dersin
Şimdi sarılmak varken
Dağın ardını görmek varken
Hasret toprak kadar karayken gözlerimde
Çıkan ilk ekmek kadar sıcakken nefesim
Bırak görsün bu gözler seni
Henüz vakit varken…
Çok düşlersin ama düşersin
Yine bulamaz bedenin yeri
Gitme vaktidir belki de
Kendinle kocadığın dünya küçülür gözlerinde
Duvarları olmayan hayatlar
Boz kırlaşır yüreğin
Yorulur göz kapakların
Gitme vaktidir
Gecenin vicdanında düğümlenirken
Bir elveda diyememenin endişesinde Farkında olmadan
Ölümün soğuk nefesi gezer bedeninde... ( ..CAN..)
5.0
100% (1)