2
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
1608
Okunma
ey karanlığı yırtarak gelen ayışığı
dilimdeki güzel söylence
içimdeki güçlü sitem
ömrümdeki en büyük devrim
ve en büyük yenilgi!
bir yaprak daha takvimden düşerken
düşündüm bugün
gün müydü gariban olan
yoksa o günü yolcu eden miydi asıl gariban?
zamanın karşısında ne çok yalnızız ve ne çok çaresiz
her günü kapatırken
not düşüyoruz deftere alacaklarımızı
/
çingene pembesinden don biçiyor hayat bazısına
bazısına siyahtan kaftan
ama ve mutlaka herkese
en beyazından kefen bedava
fiyakada sınır tanımayan...
/
sesimde bir kuş ağlıyor bu seher
uyandım ki saçlarım kış
ellerim bahar dokurken ömrüne
meylim sözlerindir
menzilim gözlerin
ve kışlak bilmişim yüreği’n...
/
serçe gözyaşı birikti avuçlarımda
menekşe hıçkırığı boğazımdaki
bir uçurtmaya tutunmuş çocukluğum
savruluyorum geçmişten geleceğe sana doğru
koca bir kenti s’aklıyorum içimde
sabahcı lokantalarını balıkçı kayıklarını
köprü altı çocuklarını
güne sirenini çalan ilk vapuru
ve akşamdan kalma şarapçı bey amcayı
ve martıları
ve okula koşarak giden at kuyruklu al yanaklı şu kızcağızı
ve daha neleri, ları...kimleri...
ense köküme geceden gelip çöken şu ağrı bile
ne çok anlatıyor seni bana
evet evet yaşamak ağrısı
sağır bir sızı
kör bir yara
dilsiz bir ağıt
/
gözlerin kadar uzağım
ve gözlerin kadar yakın sana
yum gözlerini istemezsen
ve aç onları bana
istersen
hayat da tıpkı böyle işte...
/
başlangıç meridyeninin geçtigi
kasaba gibisin
ben parelel düşerken nefesine...
06:30/30.06.2015