4
Yorum
19
Beğeni
4,8
Puan
1124
Okunma
tanrı cezayı bırakacak bir yıldırımın ateşinde
hayallerini siper ettiğin korkulukların aynasından gülümsüyorsun
ota
dalgaya
kırlangıca
seyyaha
sarrafa
yüzünden içini görebildiklerini sanıyorlar
bir yanılgı ipin oluyor
kesiliyor
çöküyorsun bir tenha yüze
yontulmamış sözcüklerle geliyor aklın tarumarı
keskin paslı
keskin acemi
keskin korkak... belki
kıyamadıklarından kıyılıyorsun
kırk parça bir senfoni kalbin
küle nazaran gül savuruyor rüzgarın... küle rağmen
ateşe rağmen pervanesin şarabın nar
içtikçe dökülüyor için
içtikçe dökülüyor içinden zar
için müntehir perdelerin sahnesi
parçala gör
heves ince, narin... dal
kırılır iki fiske sözden
atlasça konuşsan
ölmezsin
heves, rüya mahmurluğu kirpiğinin
çarp soğuk nehirleri
anlarsın
dünyadasın...
alışamamışsın...
gidememişsin...
dersin ki:
doğruyu söylemeyen şapkasını, ayakkabısını alsın ve çekilsin bu divandan....
5.0
94% (17)
2.0
6% (1)