7
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1666
Okunma

Yüreğe çökmüş karlı dağların sisi
Gözbebekleri sarmış kara sevdanın isi
Aysız, yıldızsız geceler
Gündüzlerde güneş külkedisi
Zaman diliminde tüm saatler
İnsafsızca vurdukça on ikiyi…
Bildik sözlerle başlamıştı bu masal
‘’Bir varmış, bir yokmuş’’diyerek
Ne üvey anne vardı
Ne de kötü kız kardeşler
Prens,
Prens olmaya çabalarken
Zalim bir kral olduğunu sakladı
Elinde dolaştırdığı camdan ayakkabı
Herkesin ayağına tıpatıp uyardı
Zaten hiç anlamamıştı
O güzelim at arabası kabağa dönüştü,
İpek elbiseler bir anda paçavraya döndü de
Camdan ayakkabı neden tuzla buz olup dağılmadı?
Bir kandırmaca, bir hile vardı bu masalda
Çocuk dinlerken büyüdü
Gerçekler yüreğine okkalı şamarla indi
Sonunu sabırsızlıkla beklerken
Masal, daha yarısına gelmeden
Hiç ummadığı anda bitti
Sonu, sonsuzluğun bilinmezliğinde yitti…
Camdan ayakkabı kırılmıştı
Puslu gölgelerde
İçinin can kırıklıklarıyla
Öylece kalakalmıştı…
Kan mı?
Bir damla bile akmadı…
14.06.2015__________Seher_Yeli Seher Zerrin Ceviz Aktaş
5.0
100% (12)