0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
794
Okunma
İNSANLAR
her insanın içinde tüneller vardır
enginlere açılan yollar gibi
kayıp gidecekmiş gibi gelir
her insanın içinde..
herkesin yüreğinde
tutsaklıklar vardır
ateşle gülün oyunu gibi
sonu hüsran hisler vardır
her insanın içinde..
hepimizin kalbinde
ümit ev sahipliği yapmış
her türlü taktiği denemiş
var olabilmek için
her insanın içinde..
kendi rolünü üstlenmiş gönül
kara talihini düzeltmek için
özgürlüğünün yolculuğunda
stadyumlar dolusu olmuş
her insanın yüreğinde..
ve insanlar kazanmış
ve insanlar kaybetmiş
efsanelere göre hayatı
yeniden düzenlenmiş,
o efsanelerde olmak için
yüreğine cesaret aşılanmış
her insanın yüreğinde..
omuzlar birbirine değmiş
kıyılarda almışlar solukları
bazen sarhoş, bazen aşık
rüzgara kapılmış;
her insanın yüreği..
gönüller çılgın olmuş
kayalar yosun tutmuş
kuşlar küskün olmuş
her insanın yüreğinde..
her akşam bir renk almış,
mağrur bakışlara boyanmış,
gönüller bitab düşmüş
her insanın yüreğinde..
TURNA
bir turna var gönlümde
toprağına değmek kalmış tek içinde,
içinde hasretin tohumları;
uçar durur göğün üstünde..
güneş durmuş gözlerinde
sonsuz bir akşam sezmiş içinde
sarhoşu olmuş rüzgarın
bir turna var ki gönlümde,
uçar durur göğün üstünde..
bir tanrı misali hakimdir suya,
denizler ısınır kollarında,
koşarsın acele gitmek için,
ulvi bir engele de takılır,
hayret dolu bakışların kalır;
turnanın gözlerinde..
giderek canlanır için,
turnanın içi içim içim,
sıvışan canlar kimin için
yar kalır turnanın gözlerinde..
bir gün önünde,
bir gün arkanda,
silkinir gece tutsağı kanatlarında
uçar durur ayışığı altında
gridir kanatları bulutların
turnanın gözlerinde..
turnanın gözleridir geceyi anlatır,
mavi bir semayı anımsatır,
bir his ki doğuştan kalbimde,
sürgün edilir en körpe bir zamana,
uçar durur turnanın yüreğinde..
SEVİNÇLER
binlerce yıl geçmiş
uygarlıklar üst üste binmiş
en büyük müzeler
toprak altında kalmış
binlerce yıl geçmiş
sevinçler başka baharlara..
bir kilise, bir cami bir de müze,
aslı astarı kendinde gizli
bir kümbet ki sahibi havari
bir gereksinim ve gözler görecek..
modern bir çalışma,
içinde var belki de arkeoloji,
gerçek bir gereksinim ve
yine ama yine;
binlerce yıl geçmiş..
tüm objeler iki kat halinde toplanmış,
eller üzerinde tepsiler taşınmış
ayakların altında halılar tozsuz temiz,
bir seksiyon ki canavarların
kalıntı kemikleri hala dururken
üzerlerinden milyonlarca yıl geçmiş..
siyah perdahlar uzanır toprağa
kiremittir özü pişmiş toprağın
müzenin ruhunu süsler eser olarak
bir dönem belki de kalmadır Urartulardan..
altın sikkeler,
gümüş sikkeler,
bakır ve kurşun olanları,
zamanın imparatorluklarına ait,
bronz kılıçlar çok önceleri
savrulmuşlar havada toprak için..
binlerce yıl gelmiş ve geçmiş,
bazı şeyler toprak altında kalmış,
sevinçler başka baharlara..
BUZ ÜZERİNDE
kıyılarda yaşar,
toprağın dokunduğu yerlerde;
suları köpürür denizin,
buz üzerinde ne de rahattır hali,
yaşamak için çok şey istemez canı..
Antarktika’ da bir kıyı koyundayım,
koyun üzerinde binlerce ton buz,
buz şekil almış kıyı olmuş,
daha güneyde ise yaşar kıyı canlıları..
yüzlerce metre derinde
yaşar bazısı karanlıkta
ışığın ulaşmadığı yerlere
ulaşır bu küçük zavallılar..
kıyılarda yaşar birçoğu,
toprağın dökülmediği yerlerdir buralar,
koyu pastel bir mavi renkte suyu,
kirlenmeden uzakta,
buz üzerinde ne de rahattır hali,
yaşamak için çok şey istemez canı..
5.0
100% (1)