""" Bildiğim ne varsa
Senden



Hayatı gözlerime açışım
Bir çarşaf mavilik
Bir avuç bulut
Bir tutam Yıldız
İçime Dolanay
Biraz yağmur
Bir nefeslik toprak kokusu
Masa başı bir pazarlıkla
Savışım başımdan ecelimi
Aşkla el sıkışım mesela
İlk tanışıklığım
Acıyı tattırıp dilime
Yedirişim canıma
Anlamlanışım
Hiç bilmediğim bir lisanda
Kırık bir aksanda
Birkaç kelime peltekliği
Hece kekemeliği ""





Yüzünün günahsızlığını
Kirli aynalarımda unutan bir çocuğun gözlerine
Öfkeyle yedilmiş anafor bir sevdanın
Çığlığından sesleniyorum sana

Alt dudağını dişlerinin arasına alıp kemirerek
Dilini kana bulayan cümlelerimle geldim
Dinlersen eğer

Gecenin bilmediğim bir vakti
Ayaklarını dolayarak ayaklarıma
Beni arkadan vuran
Yüzüstü yatıran gölgeme yeniliyor direnişim
Sen düştükçe düşüme

Aklımın yamalı döşeğine
Fütursuzca uzanan
Teklifsizce bağdaş kuran düşüncelerimin esâretinde
Tüm benden bildiklerim

Kemikli ellerinin çizgilerine yazdırdım
Kaderimi gönüllüce
O eller ki
Sonum olacaklar biliyorum

Tenimde
Şivân şivân dolaşan kesiklerime kapatıyorum
Özleminin tuz baskınlarını





Gözü kara gecelerimin
Delibaş ruyalarını ayaklandıran
Kışkırtan karabasanlar avlardı
Uyur gezer rolleriyle sana doğru yürüttüğüm
Tennurelere sarınmış
Başı sikkeli semâsız varlığımı




Şimdi
Gidişinin ayak seslerine uyanığım zamansız
Saçlarımda yağmurları doğuran gökyüzünün
Sancıyan nârâsı
Ve
Yüzümde unuttuğun yüzün




Gel de
Al artık emânetini
Öldürüyorum kendimi