0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
688
Okunma
Çukuru kazıp kefene sardıkları ölümü topraga verdiler !
Yitik ve korkunç bir hüzündü bakışa kaldı hayat.
Bir çiçek açmıştı ötede bahardı mevsim
İlerde rezidans köşklerinde zamane zengini soysuzluk keyfindeydi yalanın
Sonra bir kadın öteki erkegin eşi
Öteki yanlızlıgı ömrüne hatırlatan.
Ölüm varsa inanmalıyız dedi ruhum sarıklı bir hoca telkin verdi ölüye
Usulca bir ıslaklık gözlerimde belirdi.
Loş ve kırılgandı hüzün
Kabirde kimsesizdi ölüm.
Bilirmisin işçiler yanlız ölür
Vergi kaçırtan işletme sahipleri
Akşam vakitlerinde karıları karşılarında
Karşılarında sömürge çarkları
Ölümden ırak görünürlerdi.
Sormak isterdim ölüme
Niçin hep bize misafirsin arkadaşım !
Kırmızı bir ruj sürmüş
Sonradan görme çıtlak yüzüne
Yine soysuzlugu yitikleşmemiş
Sevimleşmemiş yüzsüzlügü.
Kendince hiç insanca gülmemiş sanki
Yalan bakan çirkefligi ömründe
Hiç ölülerini bırakıp çekip hüznünde aymazlıgı
Kalabalıkların arasında yanlızlıgıyla sevişmemiş.
Hani o en soytarı okulların akedemisyenleri
Kıt akıllı yosmaları aratan
Kirli yatakların zevk araçları
İşsiz erkeklerin kahve güncesinde
Çekip gittiler korkunç sefilliklerinde
Kim var kim yok bildigim candan öte
Yanlızlıgı bana bırakan
O vergi kaçırtan işletme sahipleri
‘adiloş bebenin’ sütüne göz koyan
Hani o meydanları kapatan emekçilere
Hani karıları karşılarında
Yosmalaşan !
5.0
100% (1)