4
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1157
Okunma

Ey soluduğum her nefesi
Zerre zerre yüzümün yerlebirliğine çarparak
Gözlerimdeki feri söndüren Yâr
Sür tırnaklarının uzayan keskinliğini
Tenimin münbitliğinde göğerttiğim yaralarıma
Kaydır ayaklarımın altından
Köklerimin tutunduğu toprağımın karasını
Al
Çal
Seni harf haf kerttiğim alnımın aklığına
Ey beni ense kökümden
Yokluğunun uzaktan menzilliğiyle vuran Yâr
Bırakma infazımı yâd ağyar ellere
Teninle kefenle gidişimin
Yitişimin soğukluğunu
Mezar taşım ol
Göm beni
Benden uzaklara attığın adımların aymazlığına
Sen bilemezsin
Nice aydınlıkları toplayıp
Günümün gün görmemiş göğünden
Kenarı dantelâlı yarınlarla örülmüş
Azmân rengi bir yazmaya sarıp
4 ucunu çaprazlama kavuştururarak biribirine
Saklıyorum işte
Ahşap oymalı bir çeyiz sandukasında
Bilirim
Meyletmezsin
İnanmazsın ya bu abuk ritüel seremonilerine
Anla işte
Gericinin biriyim ben
Beni geri(n)de bıraktığından beridir
Nerede kalmıştık
Ha
Evet
Diyordum ki
Olur ya
Sağnak bulutlu gürültülü bir gök gününde
Yakarız ucunu
Bohçaladığım tüm aydınlıkların
İliklerine kadar ısınır bakarsın Aşk
En uzun şiiri örteriz üzerimize
Çekiştire çekiştire
Ayaklarımız kalacak ya dışarıda
Üşüyecek ya olsun
Giyiniriz ayaklarımıza
Çekmecedeki gözü kaçmış kelimeleri
Şâirliğin canı Cehenneme
Kime ne