2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1129
Okunma
Ezeli ebedi sevdiğim, adını sevdiğim
Hiç istemez miydim seni çok önceleri görmek
ben sana ben sana seksende geldim
sen beni sevsen de sevmesen de
özledim yine ben sana geldim
ben beni ben seni ben tek sende gördüm
istemez miydim o mubarek toprağına yüz sürmek
eyy İstanbul camilerin minarelerinle saraylarınla
fakirin zenginin sana sevdalı insanlarınla
denizlerin sahillerin adalarınla eyy İstanbul
eyy İstanbul aşkım benim öz vatanım
malım mülküm sensin varsa da bir kuru canım
n’olmuş sana böyle ne oldu sana böyle
değişti o güzellim siluetin sararmış benzin
solmuş yeşilliklerin
nicedir bilinmez oldu kıymetin eyy İstanbul
sana dokunan bu ellerin çürümüş bu zihniyetin
bu mütecaviz illetin sabrını ver Allah’ım medet
bu nasıl illet bu nasıl salgın bir hastalık
yüce yaradanım Allah’ım bu azgın kullarını kahret
şimdi uzaklardan bakmak sana ne acı
hiç bir şey yapamamak boyun bükmek
her geçen gün değişen çehrenle tanınmaz oldun
dün bir resmini gördüm kahroldum
gökdelenler mızrak misali saplanmış
mavi masmavi narin göğüne batmış böğrüne
elim koynumda kaldım öylece
eyy İstanbul bir hüzün mevsimi gibi içime doldun
hıçkırıklarla ağadım ağladım delice
ağladım ağladım işte öyle elim koynumda
çaresiz büküp boynumu ağladım delice hıçkırıklarla
Yüksel Nimet Apel
5.0
100% (3)