0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1291
Okunma
Bizler, humuslu, tınlı, çoraklı topraklarda yoğrulduk.
Ana sütü gibi hür, buğday başaklarından damlayan ter olduk.
Çekici, örsü , tırpanı sevdi
Toprağımda ana kokar, namus kokar, kan kokar
Biz alışkınız azap pençesine, baskıların sesine.
Şuramda acemi bir kaygı
Zaman yarını tırmalıyor
Sen ağlama çocuk
Senin memleketin Asya’da boncuk.
Yıkıldıkça sarıldık
Sarıldıkça vurulduk
Vuruldukça dirildik
Yorulmadık, çözülmedik, biz daha ölmedik.
Gökyüzünün suratı ekşi
Tortulu karanlık güneşe ihtilal
Fahişe bir el uzanır yıldızın yanağına
Artık minnetim yok, Cellat’ın sisli penceresine
Zihnimdeki yankı tutuklu bir ses
Öfkeler kuşatılmış şehrimin sokaklarında
Yarını lacivetli düşler kan pazarında
Doğmadık bir çocuk yatar kalbimin ortasında
Suskunluğa boyun eğmez arzular
Hak, eşitlik, özgürlük
Yarın müjdeler yükselen sesler.
Sen ağlama çocuk
Senin memleketin Asya’da boncuk.
Yarınlar baharında üşür
Kadını kavgada barışır
Senin memleketin güneşle sevişir.
Barış yazdıralım gök kubbenin üstüne
Son güneş doğmasın senin üstüne
Toprağın güle sancır
İhtilal bakışlı çocuk...
Mehmet Güven. 21- Nisan- 2015...