9
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1109
Okunma
Cilve, Eda’ya yabancı, perişan olan kişi
Göz yaşı hiç dinmeyen, ümitsiz garip saki
Suskun sesler üzüyor, kapatıyor güneşi
Keder, üzüntü, acı , benim yanımda neki
Düşümcem, arzum seni, şem, ışığa davettir
Duygular da ki sırra, adaylık maharettir
Her gelen baharlarda, yağmurlar merhamettir
Huzura yaban gönül, öyleki hep müşteki
Hâk’ka giden ışık ki, bal şerbetidir sana
İlmin sahralarında, tutuş sevdadan yana
Nefs, savaşını kazan, ödül mutlaka sana
Geçici Dünya değil, cennettir inan baki
Bu gönül yorgununa, savaş diyorsun şevkle
Kutsal topraklarımda, dolaş diyorsun aşkla
Güneş nur olur tanda, nizamdır gelen akla
Bu bedbahtı aydınlat, iman sarsılmaz beki
Issızlık ummanında ,bu gönül huzurdadır
Hayr içindir duası, yaratana arzdadır
Rahmandan uzak olan, kayıpta arazdadır
İman ipine sarıl, gel kurtul, demem o ki
Rahman,Rahim sensin Râb,övgüler hep sanadır
Dudakta muhabbetin, hep rızandan yanadır
“Rabbin kim dendiğinde”, korkum hep o an’a dır
Akıl bir, Allah birdir, hiç bir, olur mu iki
Lüzumsuz’um bu beden, besmeleyle şükürde
Secdede dursun ruhun, dilin ise zikirde
Kulluk yalnız Hâkka dır, her dem aynı fikirde
Affet n’olursun ya Râb, sapıtırız ola ki
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
5.0
100% (10)