9
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1199
Okunma

Unutulmuş sekmelerin arasına serpiştirilmiş
Hanidir koyultulmuş vicdanlar
Gün ışığından fazlasıyla yoksun.
Rakımı alçak mizaçlar
Kavuşmak iken tepeye
Olası o edilgen niyazlar.
Tek duyumsanan;
Efkârı bol üşengeç ruhlar
Nezdinde yaftalanmanın
Nicedir süregelen o telaş.
Bağnaz ve yoz tortusu
Çöreklenmişken zihnin engebeli yokuşlarına.
Baş aşağı tüm fincanlar
Edinimi fazlasıyla yeknesak
O kehanet kahve telvesine
Bakarken pür- dikkat.
Müptelası sevdanın
Saf ve bakir ovalarında ruhun
Dörtnala koşarken çocuk yanım.
Henüz büyümemiş olmanın
Getirdiği o rehavet ile
Pür-nakıl masumane bir neşe.
Gıyabında şeytanın
Kerelerce örselense de
Sırra kadem basmış bir kere
Çoktandır hidayet.
Son çare ise sığınmak gölgelere
Kopmadan o devasa kıyamet.
Kıvranan nice imge
Sahtekârlığın yüz kızartıcı sapağında
Kanarken ve kanatırken,
Özneleri saklanmış usumun
En mahrem kuytularına
Yoldaş bildiğim dipsiz yalnızlığımın
Sadık haznesine sığdırdığım
O gizemi,
Ellerimle çıkardığım
Derindeki gömütü eş değer
Yolsuz ve yordanası mahremiyetin
İzdüşümü ne varsa
Saklanmış yırtık perdelerin arkasına.
Ne mi gelir elden,
Ey sefil benlik,
Demek olmasa keşke
Tek maharet.
Mizacı yeknesak
Mağdur ve mağrur çocuk
Büyümek olsa da son seçenek
Devinip durur garip yürek.
5.0
100% (17)