1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
827
Okunma
Enel hak dediğimizde astılar bedende bizi
Darağaçlarında isyan zalimlere can nedir ki?
Dilimiz hakka döndükçe Hakkı bilmeyen kullar var
Gönlümüzde nur-u güneş karanlığa tan nedir ki?
Nefsimiz arda söndükçe Hakkı bilmeyen kullar var
Firdevs-i aladan aldık Kevserde akan sevgiyi
Levh-i mahfuzda yazılı hak aşkıyla yolda öldük
Künde melal-i aşığız Rahmanı Rahim-i bildik
İblis-i karin mi dersin biz onu şiardan sildik
Gönülde kibri yendikçe Hakkı bilmeyen kullar var
Halil-i İbrahim olduk gönlümüzün sofrasında
Aşk ile semah dönmüşüz Hallacı Mansur´la darda
Anda yüzüldü derimiz Nesimiyle sırrı harda
Doğru geldik eğriye ne bütünüz hak ile varda
Nur-u nebiler indikçe Hakkı bilmeyen kullar var
Hülyalarda yaşamadık hakikat bağında iken
Ser çeşmenin sakisinden içtiğimiz dolu ilim
Pirimizle vardık hakka hak için öğrendik bilim
Ezen ezerken halkımı darağacında bir gülüm
Kul haksızlığa sindikçe Hakkı bilmeyen kullar var
Hakikatin aynasıyız dünyayı güzel gösteren
Dinle sözümü ey gafil Ahmed-i Muhtar yolumuz
Miraç-ı kırklar ceminde Ali´dir bizim dolumuz
Sahrayı Kerbela ile Caneli atar solumuz
Mazluma zulüm bindikçe Hakkı bilmeyen kullar var
5.0
100% (3)