Sana ’seni seviyorum’ diyemeyen dudaklarım,
geldiğin gün söyleyemediği her kelime kadar öpecek dudaklarını..

Herşeye dokunupta sana dokunamayan ellerim,
geldiğin gün dokunamadığı her gün için dokunacak ellerine, yüzüne, tenine..

Başkalarının gözlerine esir bırakılan gözlerim,
geldiğin gün gözlerine bakamadığım her an için tekrar tekrar bakacak hasretini çektiği gözlerine..

geldiğin gün öyle bir sarılacağım ki sana, tüm sarılışlarından utanacaksın..

geldiğin gün öyle bir öpeceğim ki seni, tüm öpüşmelerini unutacaksın..

geldiğin gün öyle bir seveceğim ki seni, tüm sevilmelerinden utanacaksın..

geldiğin gün öyle bir bakacağım ki sana,
tüm gidişlerinden,
eksik bıraktığın anılarımızdan;
’hoşçakal’ a sığdırdığın aşkımdan utanacaksın...

Ve o zaman anlayacaksın, gidişinle neleri yarım bıraktığını,
neleri eksittiğini,
neyi tamamlamadan bitirdiğini..
Ve o zaman anlayacaksın, gidişinle darmadağın ettiğin kalbimi..