6
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1467
Okunma

Saf beyazdım
Üzerime siyahın isi
Gecenin sisi düşünceye kadar
O gün bu gündür gridir benim rengim
Çekil şimdi yurdumdan
Kirlenmesin beyaz sabun kokan ellerin
Sırtlan korkularıma yenik düşlerimden git
Arama...
Ben gölge gibi arkamdaki çocukluğuma dönüyor
İzbe saçaklar altında boş bir beşikte saklanıyorum
Yüzünü göremediğim
Yaşlı bir el
Ilgıt ılgıt bilinçaltı rüyalarımın dehlizinde sallıyor beni
Süt kokan yastığımın altına yazılmış yarınlarımı
Masal diye kulağıma fısıltıyla okuyor hayat
Hissettirmeden
Benden habersiz muska niyetine iğneliyor tenime
Bazen
Uyurum bu beşikte kundak gibi sarınıp içindeki yamalı şiltede
Hesaplaşırım yalnızlığın sığınağında geçmişimle
Yıldız yıldız dökülür yaşlar keşkelerime
Sen bunu bilmezsin
Bilseydin yanımda
Yakınımda olurdun...
Onun için
Gelme peşimden
Ziyan etme gülüşlerini
Biliyorum
Sen soğuğu özlersin ben sıcağı
Şimdi anladın mı kışı neden sevmediğimi
Kamçı izi yaralarımı daha çok üşüttüğü için
İçimi sızlatan
Fukara bacalarının dumansız sıtmasına yakalandığımdan beri
İflah olmuyor içimdeki öksüz çocukluğum
Bir zamanlar
Ölüp ölüp dirilen umutlarım vardı
Gün ışığı görmediği için artık onlarda küf kokuyor
Eskiden olsa kahrederdim...
Ben takılıp düştüğümde öğrendim
Dizlerimi silkeleyip kendi başıma kalkmayı
Artık suskunum
Kendime bile küs dilim
Uzakları özlüyor,
İzimi süpürmek istiyorum ardımdan
Dualarla da işim kalmadı
Tüm dileklerim birer birer kayıyor avuçlarımdan
Dilek USTA