10
Yorum
33
Beğeni
0,0
Puan
3246
Okunma

Ellerin kelepçe gibi takılırdı her gece ince bileklerime
Bir İstanbul ağlardı ardından bir de Kadıköy’de vapurlar, martılar,tramvaylar...
Ne güzel bakardı gözlerin senin öyle
Yokluğunda bile çok söyledim sana çay,kendime kahve ve ortaya az kederli bir gülümseme
Daldan dala konan kuşlar gibi
Çığır açan ağrılar dolanırdı hep sol mememin altında
Bir göğe bakardım,bir sana
Bir denize akardım, bir sana
Bir yere çakılırdım apansız
Bir de bakışlarına amansız
Meryem’in bağrındaki oğul gibi yatardı varlığın göğsümde gün boyu günahsız
Aşkın tarifini dinlerdim gizlice yan masadan liseli aşıklardan
Gülebilmezdim bile tarifsizliklerden çok kere
Ah diyesim gelirdi hep sadece
Hele bir gelip de dinleyin şu göğsümü sessizce
Diyebilmezdim, susardım öylece...
Dilsizlerin konuştuğunu ilk orda gördüm
Oysa evvelinde ben de kördüm
Mahmur bir rüzgarın nasıl döndüğünü deliye
Nasıl söndüğünü bir ateşin mecalsiz ve döndüğünü bir avuç küle orda gördüm
Bir adam küfür etti ağzından salyalar akarken
Bir kadın iffetini sattı güpegündüz ayan beyan
Bir çocuk koydu başını taşa
Bir kedi kovaladı kendinden büyük fareyi
Deniz dalgalandı
Martı saldı ağzından avladığı balığı
Elimdeki simit düştü yere
Bir garson hızla geçti ezerek üstünden
Ben ağladım
Neye ağladım bilemedim
Bir tek koyabildim elimi ağrımın üstüne
Acıyla gülümsedim
Sevdan pranga gibi hâlâ ayaklarımda
Onca sızıma rağmen gidemedim
Bir İstanbul ağlardı ardından
Bir de Kadıköy’de vapurlar, martılar,tramvaylar
Ha bir de ben ağlardım be adam
Sen hiç göremedin!
Bilemedin...
00:12/28.03.2015/Sev_tap