2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
720
Okunma

Arıyorum kayıp kızı...
o ki ; kimseye söyleyemediğim,
ve şu onurlu gençliğimin
günahsız sevdası .
o ki ; kimseye sözünü edemediğim
ve kimsenin bilmediği
mechul sevdam
ancak,
labirentine düştüğüm
buzlu sokaklarla paylaşabildim
bir de derdimi sırtına vurduğum,
oltu taşı tesbihimle...
Ah Şehr-i Dadaş,
senin onikimartın bağrından çıktı
benimki de sende yaşıyor
ya onu bana ver
ya da bağrında bana yer aç
çünkü sende yeşerdim ben
kavgam gibi sevdam da
sende filizlendi
sende büyüdü...
Ya sen Ejder,
yağmura, kara, kışa,
soğuğa boyun eğmedin
inadına hep dimdik kaldın
bizde senden aldık alnımızın akını
senden öğrendik
başımızı dik tutabilmeyi
söyle Ejder;
ayrılık kader midir?
bu aziz şehirde
sen hep ötelerden baktın
kavuşamadın ovaya
bende bu karlar kentinin kayıp kızına...
Hayır Erzurum,
Mecnun olupta seni bir çöl bilmişsem,
haksız olan benim
hakkını helal et
tabyalardan bu yana önünde eğilip,
ak ellerinden öpüyorum Erzurum
pak ellerinden...
biliyorum;
üzerine çöken kara dumanlar gibi,
başından da derdin eksik olmaz
nazlana nazlana gelir baharların
çabucak çekip gider
doyamazsın güneşe, çiçeğe
bende düşümdeki o Dadaş kızına...