1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1772
Okunma

"yine mevsimler dönecek
yine yapraklar düşecek"
ve yüzün
eski bir sonbahara dönecek
yüreğin sahil yolunda onunla yürüyecek
tedirginsin diyecek
iç sesin onun sesinden
ve bahar da gelse
yapraklar dökülecek yüreğinden
yüreğine
ilk tedirginlik
katran karası gibi damlamıştı
aynı sözcüklerin
başka manaya geldiğinde anlamıştı
aynı isimlerin başka çağrışımlar yaptığını
ve aşkı katledilenin aşkı da esirgediğini
yüreğinde
her şey bir farkındalıkla başlamıştı
imgesi
suskunluk
sır ve karanlıkla başlayan sözleri
uzaklık
ve korkuya düşen anlamlarını
bu fark edişe bağlamıştın
direnmiştin
zülfün teline ama
bir şey aranıza girip duruyordu
daha doğrusu
olası tüm güzellikler olmuyordu
yüreğinde
sevinç aydınlığı barındırırken
iç ormanın kaçınılmaz gecesi
üzerine çöken muammayla
karanlığa dönüyordu
belli ki karanlık hep vardı
ve çok eski bir ismin sahibiydi
is
ismi olmayanın
cismi de düşüncede olmuyordu demek
bu yol
nereye gider bilinmiyordu yüreğin
ama seziyordu
kendi yaktığı ateşte
en son kendini yakacaktı
geriye kalan
ne gurur ne aptallık
dumamdan arta kalan is
ve yüreğinde
sevmek bir devrimdi
kendini görmeyen bir çift mavi gözün
içinde kopan fırtınaların zindanına düşmüştün
sonuna kadar inandırmaya uğraştın
anlattıklarına neredeyse kendin de inanacaktın
acımasız bir sınavın
en acınası parçasıydın
ve bu sınavda payına düşeni ödeyecektin
ismi söylenmeyen
ama varlığı artık aşikar olan karanlık
tek bir yüreğin
ateşi ile aydınlatılmayacak kadar zifirdi
bir kez
isimlendirilince bu karanlık
geri dönüşü olmadığı bilinir
bilinir ki
bütün ışıkları yutan karanlık onaylanacaktı
artık
karanlıktan korkulduğundan
daha çok korkuluyordu konuşmaktan
dillerde
onca güzel kelimeler uçuşurken
ağız dolusu hezeyan...
"yine mevsimler dönecek
yine yapraklar düşecek
giden gençliğimiz
geri gelmeyecek"
5.0
100% (4)