Şu dünyada sevilip sevmeyenin,
Kurumuş ottan farkını de bana.
Aşk ateşin yürekte gevmeyenin,
Ruhsuz bir zattan farkını de bana.

Yarin zülfüne değmeyen tarağın,
Sevgi harcını karmayan küreğin,
Sevda narıyla yanmayan yüreğin,
Çürümüş etten farkını de bana.

Seller gibi coşup çağlamayanın,
Karıncaya ciğer dağlamayanın,
Ölüye üzülüp ağlamayanın,
Cansız bir puttan farkını de bana.

Gamsızın, gasavetsiz, elemsizin,
Evde sabahsız, dışta selamsızın,
Nifak gözlü, kem sözlü, kelamsızın,
Bozulmuş plaktan farkını de bana.

Toplumda ayarsızca cırtlak sesin,
Edep erkanı bilmez patlak sesin,
Dostların meclisinde çatlak sesin,
Akortsuz uttan farkını de bana.

Kalbe giden yolda boş oturanın,
Dosta giderken geviş getirenin,
Hak yolunda yolunu yitirenin,
Balanssız rottan farkını de bana.

Hayalin yitirip göle verenin,
Umudun bitirip sele verenin,
Sırrını tutmayıp ele verenin,
Örgütlü mit’ten farkını de bana.

Çıkarı için gölgeye sinenin,
Kırıntı için leşe baş gömenin,
Garip gurabanın kanını emenin,
Asalak bitten farkını de bana.

Şerefsizce bayrağını yakanın,
Kandan beslenip vatanı satanın,
Askere polise kurşun sıkanın,
Soysuz bir itten farkını de bana.

Fatih Coşgun 21.06.2015