Sen giderken karanfil dolusuna sızayım
Ak gerdanın üstüne kara bahtı yazayım
Sen giderken mezarı daha derin kazayım
Börtü böcek tenine sızmasın sen giderken


Ufukları kıskanıp bulutlara puslanma
Umudun kalesini gözlerine yaslanma
Yeter yılkı atının terkisinde hızlanma
Yazın kışa dönecek eriyip sen giderken


Türküleri diline dolayan maşuklardan
Besteler yakılırken sevgiye ışıklardan
Gönül penceresinde sızıntı âşıklardan
Geceye yüreğini mühürle sen giderken


Ulu göze üstüne süzülen ak pınarlar
Yaprağını gizlemiş kuzulayan çınarlar
Zalimlik edenleri arkasından kınarlar
Muradını almayan özsüzdür sen giderken


Gönül salıncağını koparmayan bilekten
Yüreği ışıldayan mumsuz yanan dilekten
Kan alırken ruhuna can üfleyen felekten
Ermişlere karışır uçarım sen giderken


Oldum şerbeti içip çağıldayan turnadan
Sesin düzeni bozuk zırıldayan zurnadan
Aşk badesi süzerken lağım akan kurnadan
Kalplerin kıyısında duruldum sen giderken