" Allı turnam, bizim ele varırsan "
Memleket türküsünde dile gelir çileler.
Dağlar içini sevdan.
Çaresizlik diz bağlar.
Gönül, kuş kafesinde,
Aklında yavuklun var.
Tutsak olur kalırsın, aman vermez ki yollar.
Buram buram, burnunda sılanın kokusu var.
Gözlerinde seyirler, dizilir birer birer.
Dertlerim bamtelinde.
Of çeker, düğümlenir, içindedir hüzünler.
Dokunur, gurbet elde söylediğin türküler
" Yaz bana, yaz bana, yaz bana gönder,
Sitemli sözlerin yaz bana gönder. "
Tüter gözlerinde burcu burcu sıla yâr.
Hatırına getirir bu mevsimde nergizler.
Mor menekşe açmıştır,
Hele hele ille yâr.
Dalarsın hayallere
Gözlerin gökyüzünde
Çakılmış kalmıştır, gelemezsin kendine.
" Bir çift turna gördüm, durur dallarda,
Seversen Mevlâ’yı, kalma yollarda."
Ehli keyf özlemler,
Nerede kaldın, gelmedin
Çakır gözlü, nazlı yâr?
" Koyun gelir yata yata,
Çamurlara bata bata. "
Bir kavalda dinledim memleket türküsünü,
Dokundu yüreğime " Gelin Ayşe " öyküsü.
Acı bir yeis başlar gönül derinliğinde.
Memeleket havasını çekersin bir nefeste.
" Hasretinle yandı gönlüm,
Yandı yandı söndü gönlüm. "
Daldım gama kedere,
Hasret, dağ eteğinde.
İç geçirdi sitemler, memleket türküsünde.
Bir kırık kemanın içli, buruk sesinde:
" Fikrimden geceler yatabilmirem,
Bu fikri başımdan atabilmirem. "
Açlık, sefillik çeken milyonlarca insanım,
Fırın kokusunda eli ermez cebine.
Sıcak görmemiş evler,
Kırık, yamalı camlar.
Buharlaşmaz pencerem, cepte üşümüş eller.
Buz tutmuş ayaklar, soluksuzdur umutlar.
Dur, dokunma!
Dayanmaz özüm, sazın telinde.
" Ankara, Ankara güzel Ankara,
Seni görmek ister her bahtı kara. "
Memleket çocuğuyum, memleket türküsünde.
Ahvalimize çare,
Bir mangal köz bağrımda.
Yokluk çıban başı, sızım sızım sızılar.
Memleket uçlarında şimdi yanık türküler.
Yürekte yanık koku,
Memleketim ağıtta.
12 Aralık 1997