28
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1556
Okunma

Evladım diyerek,
Nasırlı ellerinin, buram buram sıcakta,
Toprağa sarılışı vardı ki bir.
Nefes alımlık gölgede, çıkım başında,
Ayrılığı düşünürken, kim bilir.
Kucağında sarılışı özledim,
Babama, dolana dolana…
Buğday tarlasında,
Terli, ıpıslak… Buğday kılıçığı arasında,
Şapur şupur,
iştahla Anamdan,
En helalinden doymayı özledim.
Rüzgârda savrulan,
Anamın boynuna…sarılıp ta,
Ağlamayı, hıçkıra hıçkıra..
Yağmurun, parfüm sürdüğü ,
Mis kokulu örtmeyi özledim…
Erteledik, küllenir sandık..
Can Nebi, güzel buyurmuş,
Sılayı Rahim’ siz, ömrün tez solduğunu..
Öz’e uyan kabuğuymuş,.
Sıla derdine düştükte anladık,
Toprağın gönüllere dostluğunu..
Ateş düştü,hasretle yandık…
Burnumda, kekik otu,
Söğüt dalından düdüğü,
Ayağımdaki yırtık botu,
Bıldırcınların öttüğü,
Sılamı..yamalı pantolonu,
Çok çok, özledim...
gök nara atar, çakar şimşekler,
Yağmur, bardaktan boşandı.
çobanlar eve dönecekler...
ak ineğin, kara buzağısı vardı.
Toprak çekermiş insanı,
Emri-hak zamanı...
Kurtuluş son nefeste,
Ah keşke…
Kim bilir..boncuk boncuk verirken canı…
Senide alacak…
Alan. Ananı, babanı.
Özleyerek bitecek,
Belki hayat…
Siren çalacak apansız…
Öyle bir yel ki…
Hoyrat acımasız…
1999