51
Yorum
71
Beğeni
5,0
Puan
3226
Okunma

bu ne biçim oyundur ki böyle hep cığızlar kazanıyor
bu bezginlikten kaçabilmek için gönül hazanı arıyor...
*
c
ı
ğ
ı
z
bulut dişi yıldırım mı erkek
buluta çarpan şimşek gibi yanıyor
yağmur gibi de ağlıyor
ağladıkça ufak ufak ufalanıyor
keşke gönüller taştan yaratılsaydı ya
hiç değilse seli tanımazdı tüm naçar erkekler
zaten biçare ve garipler
erişebilseydik ya aşka kalbi tanırdık
tek tek de çağırırdık içimize sevgileri
yeni baştan başlasak mı
başka türlü davransak mı
gönül bu ya olur mu olur akşam akşam
örneğin ben hiç kıskanmayıp sen dilediğini yapsan
gözüne batmayıp hep gönlünü okşasam
göğsümün içinin içinde değil de
baş üstüne çiçeklerden taç yapsam
mesela ters teper mi ki yine
seni çiçeklerle bezemeyip yalan tomurcukları ile sarsam
hiç kimsenin aklına bile gelmediği
kumruların koklaştığı çalılıklar da hayıflanmak niye ki
elbet bir tarafa diken batar
onun da pansumanını da ben üstlenirim sakın üzülme
bu kuş dilediğin yere istesen de istemesen de konar
yeter ki sen büzülme
bir çözebilsem seni yeniden barışık başlamak için
niçin siz istemlerine
vakit bu an der sarılırdım dizginlere
yeni baştan çocuklaşıp da hayata coşkuyla hayran bakarken
neden olacak tabi ki eften püften
bir mazeret bulur muydun buna da o biçim
hır gürü çıkarmak için
var da git ben senle uğraşamam
bu ne biçim evcilik oyunudur böyle söyle
hep kaçaksın sen kaçak
her daim cığızlık hep senden mi çıkacak
vallahi de artık hiç dinlemem bu gidişte
ben senle oynamam bak oynamıyorum işte…
(01.03.2015) AZAP…
5.0
100% (67)