2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2500
Okunma

Birgün doğayla iç içe yaşantımızdan kopmak zorunda olduğumuzu duyumsamış;çocuklarımızın okula gidebilmesi için ilçeya taşınmak zorunda kalmıştık.Bizim oturduğumuz bahçe ilçeye ve köye uzak bir alandaydı.Yolu yoktu,elektiriği son ikinci yılda görmüştük,doğal bir yaşamın içinde geçen beş yılın ardından insanların arasına taşınmıştık.Görünüşte medeni insan gibi olsam da ürkekliğim,korkum,çekincelerimle dolu olduğum bir günde yazdığım bir şiiri paylaşıyorum.
Doğa ve İnsan
İki hasret sevgili sen ve ben
Çiçeklerinle gelen koku
Senden sevgi ve selam getirdi
Biliyorsun
Sana veda ederken
Beni affet demiştim
Bir sonbahar günüydü
Kızaran yapraklara
Derinden derine
İşleyerek yağan yağmur
Kurumuş ağaç gövdelerinin
Kızıl renginin üstünden aşıyor
Sarı ve kırmızının zaferi
Poyrazın homurtusuyla
Zafer çığlıklarına dönüşüyordu
Yağmur yağdı..
Gözyaşların dinince yüreğinin kapısını araladın
Güneş veda ederken de gülümsüyordu
Kızaran yapraklara ve ıslak ağaç gövdelerine bakıp
Çağlayan pınar gibi ben de çağladım
Ne güzeldi ağlamak
Ardından yükselen güneş gibi açmak
Sen en güzel ve en derin arkadaşsın!..
Kuş cıvıltıların ve yaprakların
Bir dost gibi insanı saran dalların
Fakat..
Ben insanım
Seninle mutlu olsam da insanı aradım
İşte o yüzden bir gün insanlara gittim
Vefasız aşklar sınadım
Parkların içinde ekili çiçeklerle
Bana öpücükler yolladın
Bana uzaklardan selam yolladı yüce dağların
Bir gün geri dönersem
Gittiğim için bana sakın küsme
Şimdi gitmek zorundayım
Ben bir insanım
İnsanları özlüyorum
Bir gün sana yine geleceğim
Sakın benden yüzünü çevirme..