Gün diriliş günü kalkın ayağa Elif gibi sevmek yakışır bize Meydan vermeyelim kinle dayağa İnsanca yaşamak revadır öze
Feryatlar kopuyor dünümden beri Canım alev alev tamudan yeri Kan yağmurlarıdır kızıldan ser´i Niyaz kılınır mı yoktan bir söze
Anlaşılmayan hal nedir bilinmez Can içinde can var cana gelinmez Akan yaşlar bizim neden silinmez Mendiller pareli fayda yok göze
Fırsat düşmüş çakal denen itlere Aslan hiç uyur mu söyle bitlere Şahın meydanıdır kalmaz getlere Hakikat olanı vururuz yüze
Levlake Resulü burhanda çıra Hakikat yolunu özünde ara Kainat dediğin gönlünde tara Mert olan mertlere yolu kim çize
Caneli Mevla´nın kulu ikrarsız Bin bir çıkar için yolu ikrarsız Gönlü olmayanın solu ikrarsız Kitapsızın beyni engeldir düze
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
610 yılı Ramazan ayının Kadir Gecesinde, ridâsına bürünüp Hira'daki mağarada düşünmeye dalmış olduğu bir sırada, bir sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duydu. Başını kaldırıp etrafına baktı; kimseyi göremedi. Bu sırada her tarafı ansızın bir nûr kaplamıştı; dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşısında vahiy meleği Cebrâil'i gördü. Melek O'na: -"Oku" Dedi. Hz. Muhammed (s.a.v.): -"Ben okuma bilmem", diye cevap verdi. Melek, Hz. Muhammed (s.a.v.)'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıkdı. -"Oku" diye emrini tekrarladı. Hz. Muhammed (s.a.v.) yine: -"Ben okuma bilmem..." cevâbını verdi. Melek emrini tekrarlayıp üçüncü defa Hz. Peygamber (s.a.v.)'i sıktıktan sonra "el-Alak" Sûresi'nin ilk beş âyetini okudu. "Yaratan Rabb'ının adıyle oku. O, insanı alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'ın sonsuz kerem sahibidir." (El-Alak Sûresi, 1-5). Meleğin arkasından Hz. Peygamber (s.a.v.)'de bu âyetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak evine geldi. Yolda ilerlerken gök yüzünden bir sesin: "Ya Muhammed. Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cibril'im" dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, Cebrâil'i gördü. Korku içinde evine vardı. Eşi Hz. Hatice'ye: "Beni örtünüz, çabuk beni örtünüz" dedi. Bir müddet dinlenip heyecânı geçtikten sonra gördüklerini Hz. Hatice'ye anlattı, kendimden korkuyorum, dedi. Hz. Hatice, O'nu şu ölmez sözlerle teselli etti. "Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hakk hiç bir vakit seni utandırmaz. Çünkü sen , akrabanı gözetirsin. İşini görmekten âciz kimselerin ağırlıklarını yüklenirsin, Fakire verir, kimsenin kazandıramayacağını kazandırırsın. Misâfiri ağırlarsın. Hak yolunda zuhûr eden olaylarda halka yardım edersin..."
Rabbim bizlere O' nun yolundan yürümeyi nasip etsin...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.