20
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
2618
Okunma

"Sözün, gerçeğine herkes âşık, yalanına herkes düşman ama, yalancılar doğru söyleyenlerden her zaman fazla ..."
Kibir urbasını giymeden önce
Bir daha iyice dur düşün hele
Çelmesin aklını atlı dönence
İçine alırsa kalırsın bile
Arada sırada yokla mevkini
Albenisi çoktur okşar zevkini
Büyüklük taslayıp isyan sevkini
Sürdürüp durursan düşersin dile
Kudretin her şeye yetecek sanma
Riayeti gözet haktan usanma
Dünleri unutup bugüne kanma
İman tahtasını yıpratır hile
İdrağın gereği varsa bildiğin
Vefa sayfasından toptan sildiğin
Toz duman ardında koyup geldiğin
Yerlerde çarığın duruyor hala
İki konuşuğun belini kırıp
Yalanı dolanı diline karıp
Konuyu çarpıtıp kaleme sarıp
Çalarak çırparak dolmuyor file
Yırtıcı kuş gibi başa üşüşmen
Başının üstüne anlıktır düşmen
Ecel kazanında zor değil pişmen
Aslanın ininde arama bela
Hücum çemberine hamle atsan da
Şeytan pazarına yakın yatsan da
Yaşına bakmayıp çalım satsan da
Mutlaka okunur adına sela
Bir gözünde körlük olsa ne ala
Nefsinde şamata...O da pekala
Cehalet tellalı koca budala
İdam sehbasına sorarsın çile
Küfrün deryasında kötü vaziyet
Karanlık gezende bilinmez niyet
Zihin dağınıksa geçer zafiyet
Ama kafan hala yosunlu kule.
Nezahat YILDIZ KAYA
---
Dost incisi
Öz mayalanır mı maneviyatsız
Söz adaplanır mı külliyatsız
Edep saylanır mı edebiyatsız
Hekimler emekli şiirler hasta
Kan katran emek’li şairler yasta....Hüzün şairi