1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
881
Okunma
Gerçeğe benzeyen ne kadar yalan vardı oysa
İçimden çıkarak boğazıma dolan ne kadar söz vardı
Hatırlanaduran kaç ayrılık vardı zulamda
Suistimal edilen iyi niyetimin kaç katili ıslandı yağmurumla
Gözlerin yaktığında anladım ulaşılmaz olduğunu
Yalnızlığa binlerce şiir yazdı da yüreğim
Gidişine kalem oynatamadı ellerim
Sen gittiğinde
Matem havasına büründü gökyüzü
Kapkara bulutlardan sicim sicim katran yağdı üstüme
İsrafil suru kaybetti sayende
Kıyamet habersiz koptu üstüme
Ben seni beklerken bu şehrin göbeğimde
İşgal edildi sana ait ne varsa içimde
Sorgusuz gerçekleşti infazı sözlerimin
Sen yoksun
Söylenecek tüm sözleri ağzıma tıkıyor yokluğun.
Dilim bıçak gibi kesiyor sessizliğimi
Ay güneşi unutuyor dağlar ayazı bahar çiçeği
Kabuslar unutturmuyor bendeki seni
Sana koşar adım gelirken geriye götürüyor hayat
Gelişinin kefaretini ödüyor gülüşlerim
Bir veren Tanrı misliyle alıyor geri
Sen yoksun
Sayıkladığım ismin dolanıyor dilime
Birde kirlettiğin geçmişim iki büklüm durıyor önümde...
5.0
100% (2)