10
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
3494
Okunma

Sızlayınca kalbim
Sen yoksun diye
Mezara çeyrek kala yol değiştirir
Ölümlerin renklerini tek tek bürünür gibi ruhum şimdi bilirmisin sen ?
Kalbim derbeder şarkıları mırıldanınca kulağa
Hüzün süslü göklerinde uçuyor
Hayatımın kırık lambaları söndü rüzgarından
Haberin varmı senin?
Yüreğimi cız eden hayalleri peşime takarak
Koştum şehit mertebesinde
Allah Allah diyerek hamd ederek
Şikayet etmeden bir yudum
Cam parçaları olmuş birazcık gücü
Toplayıp biçtim dertleri bir bir
Acılar saçımın topuzunu yolarken
Psikopat hayatın kirli busesinde deryaları
Sükut ettim önüme
Yaşamaya mecbur mecbursun diyerek.
Şevkat dna’sından içtim anamın helal şutüyle beslediğim ninnileri
Koynuma alarak yürüdüm , yürüdüm
Gecelerin karanlığının şakrak seyri ürperdikce
Şüphe tohumları ekilir gönlüme
Sevdanın yollarında ellenmiş mutluluktan payını almak için
Nasır ayaklarım topal topal geziyor
Ah sevdiğim asamı versen artık
Senden kalan tebessüm göz kırpıyor heybetlice
Cilveli uzakdan
Her seferinde
Kanat olur kırık kollarıma
Neden bilmem ki
Bir gün yanar diye
Sır gibi taşır umut mumlarını
Dermansız koridorunda düşe kalka
Şimdi takvim’den kış dökülür
Ayaz ayaz bürünürüm hasretini
Vuslatın gurbetinde
Haydi bir işmar et , et de gülüm
Gülsün bu yüzüm gamzelerimden çiçekler açsın
Misk amber olarak sana saçsın
İşde böyle sevdiğim mecnun çölünde
Savrulmuş aşkımı Aşk’a sattım
Aşkım sırat olsun diye kurtuluşa ermek için bir gün
Eğer bir gün vuslatım yoksa sende
Bu sevda uğrunda
Bin ecele visal olacağını bilerek
Yaşarım yine seni yemin billah ederek aşk olsun sana diyerek
Ayse Kavak
5.0
100% (16)