32
Yorum
46
Beğeni
5,0
Puan
1407
Okunma

öz yapımızın kalıbından biz asla çıkamayız
bizi var edenin özü var ettiğinin içinde
biz o özün emrine her an amadeyiz
milyonlarca hücrenin bin bir sır var derininde
bize sadece yaşam kalır ki sanal alem olmuş tüm gönüller
emek isterler çalış çabala uğraşsana derler
ekmek aslanın ağzında geviş getirir
ağlamayana mama bile yok çapraşıktır bu devirler
ona yok
buna yok
şuna yok
oysaki bu en berbat bir yönüdür yaşamın bizi kemirirler
değiş-tokuş dövüş-kaçış içinde debelenir de durur herkes
ben küsüm
sen küssün
o küs
kırılmadık bir tek kalp kalmış mıdır ki bu dünyada
o şöyle- sen şöyle- ben böyle
vıdı vıdı vıdı da vıdı
haset ve dedikodu üstün de insan sırtına çıkılarak varılıyor menzile
ben susuyorum-sen susuyorsun-o da susuyor
uyu yavrum uyu ninnisiz büyüteyim he mi seni
herkes el pençe divan neden ki duruyor
bir Allahın kulu da çıkıp meramını anlatarak haksıza karşı niçin duramıyor
süt dökmüş kedi gibi derince ıraklara bakışta dalıyor
“Bu nedir niçin neden dolayı” diyemiyor
kime sorsan herkes her şeyi de çok biliyor maşallah
herkes her şeye vakıf herkesin de bir akıl eri var
algısı da bilgisi de yargısı da her şeyi tastamam
ben
sen
o şöyle de efendim böyle de
“ne akılsız insan bunu bile bilemiyor
bunun neyi var sanki aslı şöyle böyle değil de nedir”
halk ne yapsın bu her işi bilen laf ebelerinin karşısın da
başını sallayarak kaş çatarak böylesi durumlar da
gönülden gönül’e içten kızarak sessiz haykırıyorlar
“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm”
“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm”
“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm”
Rabbim sen işit ve gör de anla bizi
“Ya Mübin” hayatımızın tüm meşalelerini tek tek söndürüyorlar
bu dünyada kaç milyon yıldır akıp da durur bunca şer
bizleri iblise kul edinceye kadar zorlayıp da duruyorlar
sana karşı bizde iz de bakacak bir yüz de koymadılar ki
yaşadıklarımızı görme ne olur bırak da olduğun yere sığınabilelim
bize sorgu sual edip de hesap da sorma affına sığınmışız
sözlerimiz bizi zaten hemen ele verir kurtar şu özleri
Ey Mübin biz tabiatı bir anlayabilseydik bize yeter artardı bile
semanın görkemli ihtişamını güneşin lütfünü ve yağmur sesini
şimşeklerin kızgınlığı bile aklımızı devşirmeye yeterdi
Su- toprak-ateş-hayvani canlılar ve ağaçların nimetlerini
Havanın bir nefeslik feyzi bile bizim anlamamıza kâfiydi
ama bizim çürümüş ruhlarımız ölülerden farksız
hayvanların dili yok ama hissedişte kokundan alırlar feyzi
bizler ise bîzarız birbirimizle konuşup anlaşmaktan
Irk- renk- mezhep- ideoloji- dil çıkmazı ha bire yaratıp durduk kendimize
önümüz de âlemlerin en mukaddes kitabı Kur’an-ı kerim dururken
aslın da yaşam kalabalık ortamlarda kalbi bozmamaktan geçerken
yalnızlığın kucağın da ise ibadetine sıkı sıkı sarılmaktan geçmeli
ruhta sen
beden de sen
her yerde
hem hazır hem nazır hem de en müyesser olansın sen
Ya Mübin ne vakit elimiz dilimiz şaşarsa sen anla bizi
bitişimize izin verme
hoş gör
olamayan dilimizle sanadır seslenişimiz
ruhumuz da bitip tükenmeden yetiş bize Ya Mübin sen
tüm ruhların toplamın da zaten var senin her bir zerren
Sen ise bize bizden de daha da yakınsın biliriz
bizler ise aç gözlülük içindeyiz
senden başka yok ki sığınacak daha da yakınımız da olmanı isteriz…
(09.01.2015) AZAP…
5.0
100% (47)