0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1340
Okunma

Bir gün
içinde hapsolduğum
Allah’ın bu büyük sanat eserini
Damarlarında sıkışıp kaldım bir cin gibi
Muhammetin putlara yaptığı gibi
Seni de içimden,fırlatıp atacağım
Ya da kaburgalarımı çekip her iki yana
Bir damla döl gibi toprağa akacağım
Bir umut yeşerir,beklentisi dahi
Ruhumu koza yaptım sevdaya salacağım
Seni de içimden fırlatıp atacağım
Aşkı,ibadeti,şarabı ve katili
Olmayan bu şehirden bir gün kaçacağım
Mutaassıp oldum seneler boyu
rakıyı zemzeme doldurup içeceğim
Seni de içimden fırlatıp atacağım
Çatma kaşlarını ahu sevdiğim
Mızrak olup kalbine zarafet saçacağım
Ölümün elimden olacak belki
Elimi gölgeme doğru uzatıp
Seni de içimden fırlatıp atacağım
İstanbul mu büyük Allah’tan yoksa Allah mı İstanbul’dan
Düşleri,tekamülü,kadını,yarını olmayan bir adam
Eskilerin vaizleri ,cehennemin kapısını ardına kadar açmış
Şiir yok,zevk yok,karın deşen Jack olmuş geceler,ben ne hakla
Seni de içimden fırlatıp atacağım
Bir rahle mi aradığım
Yoksa taze ekmek gibi kokusunu alır olduğum
Bir çift göğüs mü ,helallice alından öptüğüm
Belkide dikenli yollarda bir dişi şeytan,velakin
Seni de içimden fırlatıp atacağım
Önümde duruyor Zeynel’in hırkası,
Zülcenah’ın yaslı gamlı gözleri
Bir yerde rahmet ve keder,bir yerden çınlıyor fahişe sesi
Kabem şaşmış,kadehler,seccadem,suhuflar ve zemheri
Ey kara kız,seni de içimden fırlatıp atacağım
Hayatı ıskalayan şairler derneği
Her gün beyaz parşömenlere sarılı bir ölünün kalktığı
Yalancı şahitlerin helallik verdiği
Oysa ciğerlerine dolan nefesi,hiç biri haketmeden yaşadı
ey gece,yağmur ve ela,seni de içimden fırlatıp atacağım