Tarih bin dokuz yüz on dört / Zemherinin aralığı
Enver paşa emir vermiş / basmış dağın karanlığı
Tam elli bin asker ile / yamacının seyran’lığı
Mehmet’ime mekan olmuş / Allah Allah diye diye

Çar dedikleri Nikola / saray yapmış toprağıma
Hele şu Ermeniler ki / küfür etmiş sancağıma
Sizi gavurun dölleri / el uzatmış bayrağıma
Ülkülerine ar düşmüş / Sarıkamış’ta Mehmet’in

Bahri ahmer bezmi alem / yük gemileri vurulmuş
Elde kalan erzakları / bin iki yüz elli tonmuş
Kınalı yavrucakların / hepten hayalleri donmuş
O düşlerine gem vurmuş / Sarıkamış’ta Mehmet’im

Yırtık pırtık çarıklarda / mosmor kesilmiş ayaklar
Dağların yamaçlarında / taşımaz olmuş bacaklar
Karlı dağın ormanında / buza kesmiş o çocuklar
Gülüşlerine don vurmuş / Sarıkamış’ta Mehmet’in

Kağızman’ı Horasan’ı / Ermeni zulmü bürümüş
Neferleri oralara / Vatan sevgisi sürümüş
Üçüncü ordu üstüne / Yarab ölüm mü yürümüş
Bedenine kefen biçmiş / Sarıkamış’ta Mehmet’im

Sırtlarında palto yokmuş / eksi kırk derece soğuk
Çiçek tifo koleradan / sesleri de boğuk boğuk
Gök kubbeden tipi yağmış / Üstlerine oluk oluk
O gözlerine kar girmiş / Sarıkamış’ta Mehmet’in

Bana kulak ver Türkoğlu / onlar gencecik yaşında
Kimi çocuk kimi evli / kimi ergenlik çağında
Ecel şerbeti içmişler / Allahu ekber dağında
Teskeresine son vermiş / Sarıkamış’ta Mehmet’im.