13
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1203
Okunma

2014’ün son şiiri..
Herkese mutlu yıllar
kış olduğuna inanası gelmiyor insanın
oysa dün son günüymüş hazanın
bugün yirmibiraralıkikibinondört
günlerden Pazar, hava öyle güzel ki
belki dün temizlik yaptığındandır gök kubbe…
şimdi deniz kıyısında olmayı ne çok isterdim
lodosta iliklerime kadar üşümeyi, köpüklerde taş sektirmeyi
balıkçı restaurantında taze salata ve ızgara yemeyi
üstüne pek gitmez ama uçsuz bucaksız mavilikler eşliğinde
ya bir fincan kahve ya da demli bir çay içmeyi…
ne zaman yolum düşse hiç değişmezdi hava
dalgalar kıyıyla sarmaş dolaş, masa örtüleriyle
köşe kapmaca oynardı begonviller
şu an hala çiçek açıyor olsalar gerek
beyazı çok şık olurdu, Çingene Pembeleri de…
eve dönüş yolunda sağlı sollu limon bahçeleri
ve çevreleyen kargılar süzüm-süzüm süzülürler
onları izleyerek yol alırken, bir de gaipten gelen
“Ney” sesiyle irkilmek var…
ya Mevlana’dan bir mesnevi ya Yunus’tan bir ilahi
eve gelene dek sürerdi serenatlar …
dış kapıda karşılayan fesleğenlere sırnaşmak var ya,
canıma can katardı, ne muazzam bir şeydi kokuları
sonra bahçe duvarında göz göze geldiğim kedi
peşine takılıp, içimden neşeyle koşturmak gelir
yani çocuklaşırdım birden… sonra vazgeçerdim…
kovalasam da yetişemezdim ki …
nefes nefese kalırdı yüreğim…
işin kötüsü, bu gün usul-usul yoklayan
bir de ağrıyla tanıştım alışık olmadığım
kondurmamaya çalışarak kriz geçirdiğim hissine kapıldım
Allah’tan değilmiş, çabucak kendime geldim
korkmadım aslında, korkmadım ama bir saniyede
istesem de istemesem de, dünya bile değiştirebilirdim …
“rivayet bu”
günü geldiğinde elbet bozulacak ezberlerim …
21 Aralık 2014-Hatice AK
5.0
100% (8)