7
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
2004
Okunma

Afyon-Sandıklı İmam-Hatip Lisesinden Sevgili Öğrencim Hüseyin Ayhan’a…
Söz verdiğim gibi...
Görsün diye biraz mektep-medrese.
Yolladılar onu bizim adrese.
Vakta ki başladık artık tedrise.
Daha ilk gününde yıldı Hüseyin.
Üst baş,esvap ne var eyledik tamam.
Okul yatılıydı, sıcaktı hamam.
Bekliyorduk olsun müezzin,imam.
İşi zordu,bunu bildi Hüseyin.
Ders çalış dedikçe tuttu marazı.
Ölçü tutmaz oldu artık terazi
Bütün etüdlerde kesin arazi.
Nasıl bilmem ama oldu Hüseyin.
Meslek derslerine kafa takmadı.
Tarih-Coğrafyaya dönüp bakmadı:
Fen dersleri dersen asla çakmadı.
Günbegün eriyip soldu Hüseyin
Azmi Hoca az mı burnunu sürttü
Sami Hoca az mı dürttü de dürttü.
Garbimin derdi günbegün arttı.
Ne yaşadı ne de öldü Hüseyin.
Bazan kaynar kazanlara düşürdük
Bazan ensesinde boza pişirdik.
Bazan gaz vererek biraz şişirdik.
Sonunda diploma aldı Hüseyin.
Beklerdik ki olsun iyi bir hatip.
En azından memur ya da bir katip.
Lakin bizimkisi bunları itip.
Şairlikte karar kıldı Hüseyin
Şair oldu lakin düştü çok dara.
Çünkü bunda yoktu ne pul ne para.
Düşündü böylece hep kara kara.
Pek çok zenaata daldı Hüseyin
Haber saldı nice yarene, dosta.
Ne bir selam geldi, ne de bir posta.
Bir gün rüyasında yerken yaş pasta.
İlham geldi iş de buldu Hüseyin.
Aşçı oldu kazan, kepçe, tas ile.
Yemek, tatlı, yaptı tam ihlas ile
ÜNLÜ ŞAİR diye bir mahlas ile
Namını Afyon’a saldı Hüseyin.