7
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1153
Okunma
gittin ya
ben bir kadavra gibi kalakaldım dünyanın ortasında
öyle ruhsuz
öyle cansız
koca İstanbul küçüldü gözbebeklerimde
ve ben büyüdüm sanki birdenbire
o küçücük kız sindi bir duvarın dibine de
izledi ardından gidişini adımlarının
gittin ya
hiçliğin mertebesine erişti duygularım
anladım öncesizliğimi
ve ağladım sonrasızlığıma
yangından artakalan küldü tutkularım
üfledim, üfledim de kendimi soğutamadım
alaylı gülüşleri var çocukların kaldırımlarda
ve şuh kahkahaları çiçekçi kadınların
herkes bir yerlere yetişme telaşında
ve fakat
değil kimsenin telaşı senin ki kadar büyük
körüklü bir otobüsün dumanı yakıyor ciğerimi
burnumun direği sızlıyor ela gözlerinin yokuşunda
sıtmalı sokaklardan geçiyorum
aklım firarda
bir dokunuş öldürebilir beni apansız yol ortasında
gittin ya
çaresizliğimi kurşuna dizdim bakarken aynaya
kanatlarını kırdım bütün kuşların rüyalarımda
yoldum, yoldum da tüm çiçekleri
bitiremedim ne sende kendimi
ne bende seni
gittin ya
bir çentik attım duvara
-yeni bir başlangıç- diye de not düştüm altına
avuttum önce kendimi
kandırdım sonra bendeki seni
gözlerinin menevişine sakladım
tüm geçmişi/mi/zi
geleceğe açmak isterken kollarımı umutla…
12:00/17.12.2014/Sev_tap