3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2013
Okunma

bahçedeki;
"O, asırlık ağacın kabuğundaki
yosun öbeği gün ışığında içindeki çiğ tanelerini
kaleme mavi mürekkeple damıtırken
mavi periler şiirlerin ,ilham perilerine elleriyle ay işiğında ,
"Ol,kadehte kırmızı şarap sunardı
evimizin
hemen
önündeydi
"O,
şırıl şırıl
akan altın nehir
meltemler
dört yapraklı
yoncaları naifçe düşürürken ,
suyun üzerinde nilüferler ise
sermoniyle yoncalarla raks ederdi
ve ben çok acemi olmama rağmen
yazmak hep yazmak heyecanı başlardı bende yeniden .
ah; dimâğıma yapışmış bir kere keder
dökülür hep futürsuzca sayfalarıma
kipriğimden âğıt damlar hecelere âğlak olur hecelerim .
ne vardı el kadar bebeği tuzlu suyla yuacak..
oysa şu altın nehirde her gün yıkasaydı "annem ,
daha kırkım çıkmadan .
özgürlük ve âşk şiirleri yazıp ,
hüzünleri ardımda bırakırdım belki,
bu öksüzlük kimliksizlik nereye kadar .
birazdan gri bulutlar şimâl rüzgarlarını getirir
yine susar lâl olur heceler
yalpalar küser dost kalem .
korkarım o asırlık ağacın ,
prıltılı yosun öbeğine dönerse gelmez bir daha geri kalem..
nurcihan*