5
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1830
Okunma

Su gibi akıp gidiyor günler
Güne gün ekler haftalar
Hafta dörtler, döner aya
Aylar bir düzine kül avucunda
Üfle gitsin yılları bulutlara…
Geç aynanın karşısına
Bulanık göreceksin simanı
Tak gözüne gözlükleri
Şöyle alıcı gözüyle izle kendini…
Alnındaki çizgiler kısalı uzunlu
Yaşanmışlıkların izleri
Kazlar dolaşmış göz kenarlarında
Gözaltı torbaların kederleri kucaklamış
Boğulmak üzere moru mora katmış
Kirpiklerine birikmiş hüzün yağmurları
Ağzının çevresini turlamış ördekler
Kiraz dudakların böğürtlen yemiş sanki
Elma yanaklarına sarı elma karışmış
Boynunda örülmeyi bekleyen
Çile çile ipler dizilmiş
Bitter çikolata parlaklığında saçlarda
Sönük yıldızlara dönmüş aklar…
Kolunu kaldırmaya kalmamış derman
Sırtındaki kambur dert heybesi
İki büklüm bel doğrulmaz gayri
Romatizma, bacakların sevgilisi
Ayaklar düztaban bundan böyle taşıyamaz
Mazinin birikmiş yükünü…
Anlayacağın yıllar bırakmış izlerini
Yazıp yazıp karaladığın şiirleri buruşturduğun gibi
Bedensel olarak buruşmuşsun
Yüreğinse
İhanetlerin kamçılarından
Sadakatsizliğin soysuzluğundan
Güven hırkası söküldü söküleli
O zaten buruşuk
Duygular mı?
Duygular oldum olası bumburuşuk…
30.11.2014_____________Seher_Yeli Seher Zerrin Aktaş
5.0
100% (9)