2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
999
Okunma

Sacide Tuncer’e sunu...
...........................................................................
hava, toprak, su ve tohum
bir de ışık yeterince
gülen gözlerinden güneşin;
kar erir, yük atılır
ovalara neşe çatılır
cıvıl cıvıl ilkyazlar
coşar sevinçle
toprağın kâlbinde cemre;
kuş dilinde armoni
börtü böcek, filarmoni...
...
gel gör ki bir de ülkede
insanın eliyle diktiği çiçekler
dert üstüne dert döker,
çare denizinde çaresizlikler
ağı gibi çöker yüreklere...
saksıdaki çiçek sürükler ana yüreğini
demir parmaklıklar ötesinde
kilitler yavrusunun solgun çiçek yüzüne;
peki neden?!
...
çiçek de mi olmasın ülkede
var mı suçu tarif edebilen, var mı gerçekten?!
...
gök tanrısı, Uranos mu
doğar doğmaz çocuklarını toprağa gömen,
ah toprak ana, vatan yine anavatan
ne çektik ise babalardan;
ağa babası, para babası
kara babası, yara babası,
nerede ise yasadışı, işte orada devekuşu?!
oysa deniz değil devletin malı
hesap sorulmalı yiyenden
kimse kimseyi vuramaz(?)
analar korkusuz doğurmalı!
ana/biliyorum bu mevsimde
bahçede gül kırmızı
ama bir mahpusun yüzünde
hüzün hep sarıdır
anlayacağın bizim ülkede
galata/saray şampiyon yine(!)
demir soğuk, yüzün sıcak
yüreğin biraz daha ısınacak
bir gün Kronos’un elinde
tırpan ateşinde eriyecek demir parmaklıklar,
stadyumlara kapanmayacak
öfkesini haykıramayanlar
kalleş duvarlar yıkılacak
gün ışığında gezilecek dağbaşları bulvarlar;
kelepçe değil, sevgi ve dostluk zinciriyle
kenetlenecek eller birbirine
anaların yüreğinde vatan olacak; ’önce vatan’
değil mi ki analardır
yaşamı çiçek çiçek donatan?!
o çiçekler
o gül yüzlü çocuklar
bir mayıs sabahı güneşe sevdalandı
kesme umudunu güz yağmurundan
kesme umudunu rüzgârdan
yıldırımdan kesme ana,
bu sağanaktan özgürlük doğar
umuttan, sevdadan; senden yana!
sen topraksın; ana/vatan
sen susun; sevda pınarıdır gözünden akan
sen havasın, ahı anadoluyu tutan,
kim demiş kim
sen ah çekersin de değişmez mi iklim
dirilmez mi toprağın altında yatan?!
çamurunu seren sen
mayalanıp güneşe
hamurunu ateşe veren sen
ekip, biçen
biçki biçen, dikiş diken ellerin,
yalnız makas değil
kalem tutmasını da bilir,
indirir hainlerin maskelerini bir bir!
kirli oyunları kim yutar;
hepsi sahnelenir;
hesap sorulmaz sanma
çiçkelerine bakıp utanma;
sen anasın
solmasın çiçeklerin
Uranos’un başında paralansın saksılar
yıldızlansın yeryüzüne
güneş doğsun
aydınlık dolsun yüreğine!
Şaban AKTAŞ
23.05.1999