Geldin mi Yusuf ?
Dur bir bakayım sana.
Ulan gamsız, özlemişim seni.
Ya bakma öyle kardeşim,
Biliyorum...
Habersiz gittiğim için kızgınsın bana.

Gel bir sarılayım ulan sana.
Her şeyi anlatırım sonra.

Ah ulan ah..!

Anasını sattığımın birası,
Sigara dumanıyla karışınca
Nasıl da mest ediyor insanı.
Özlemişim kokunu be kardeşim.

Geleceğini duyunca,
Hemen masayı donattım.
Bak baştan söyleyeyim, burada bira da sigara da bulunmaz.
Beni bilirsin, huylu huyundan vaz geçer mi hiç ?
Kuş sütünden rakı yaptım.
Ama aramızda kalsın, kimselere çaktırma ha!

Ah be dostum...

O gün meyhanede çok beklemişsin beni.
Gelmeyince de kızıp eve gitmişsin.
Haklısın...
Ama nasıl haber verebilirdim ki!
Ben de bilmiyordum ki buraya geleceğimi!

Benim karıyı biliyorsun işte.
Meyhaneye gideceğimi duyunca,
Deli divaneye döndü manyak karı...
O sinirle ben de vurdum kapıyı çıktım.
gerçi bendeki de akıl işi degilmiş hani...

Ulan aptal Rıza...!
Caddenin ortasında dalgın dalgın yürünür mü hiç ?
Durduk yere,
Kamyoncunun da başına bela olduk anasını satayım.

Ah ulan gamsız ..!
Hadi ben ahmaklığımın kurbanı oldum.
Oğlum sen ne halt etmeye geldin.?
Ne acelen vardı sanki..!
Toto kuponunu da bırakmıştım sana.
Dostlar Meyhanesi’ni açasın diye...

İyimi oldu şimdi..!
Benim karı parayı alıp,
Genç bir hıyarın peşine takılıp gitmiş.!
Biliyorum ben de az çektirmemiştim,
Tamam da..!
Çocukların ne günahı vardı be adi karı...

Of ulan of....

Hemen dökme sıfatını be kardeşim.
Tamam, takılıyorum oğlum...

İyi ki geldin kardeşim,
Kral arkadaşım gelmiş,

Heyt be.
Ulan kahpe felek! hadi şimdi de at çalımını da görelim.
Hadi vur bir kadeh daha...
Burada vaktimiz bol.
Öbür çocuklar da gelsin hele...
Bak buraların da anasını Ağlatırız.

Yusuf HAYALOĞLU anısına naçizane karalama...

EFKARİ
24.11.2014