Gül dalında gül dalında, Ağır durur gül dalında, Bülbül düşmüş aşk oduna, Gonca güler gül dalında.
Rabia BARIŞ
GÜL
Gülün dibindeyim güle hasretim, Bülbülün goncaya yandığı gibi, Ben kendi içimde bana hasretim, Toprağın yağmura kandığı gibi.
Rabia BARIŞ 18
CAN GÜLLERİ
İçimde özlemi hüzün sarıyor, Gözlerim yolarda seni arıyor, Gülşenimde açan can güllerimi, Bahara ermeden hazan vuruyor...
Rabia BARIŞ 19
GÜLÜM
Sevgilerin harman olduğu yerde, Gönlümü gönlüne sebil eyledim. Dertli bülbül gibi düşünce derde, Vardım gül dibinde gönül eyledim.
Rabia BARIŞ 20
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gülün dibindeyim güle hasretim, Bülbülün goncaya yandığı gibi, Ben kendi içimde bana hasretim, Toprağın yağmura kandığı gibi.
SEVGİLİ RABİA BARIŞ DİZELERİNİN HEPSİ BİRBİRİNDEN MÜKEMMEL HANGİ DÖRTLÜĞÜ OKUSAM KENDİMDEN BİR PARÇA BİŞİ BULDUM İNANIN YÜREĞİNİN ÇOŞKUSU VE KALEMİN DAİM ALLAH YAR VE YARDIMCIN OLSUN SEVGİYLE , HOŞÇA , SAĞLICAKLA KAL ALLAHA EMANET OL....
Gül dalında gül dalında, Ağır durur gül dalında, Bülbül düşmüş aşk oduna, Gonca güler gül dalında. ... Gülün dibindeyim güle hasretim, Bülbülün goncaya yandığı gibi, Ben kendi içimde bana hasretim, Toprağın yağmura kandığı gibi. ... İçimde özlemi hüzün sarıyor, Gözlerim yolarda seni arıyor, Gülşenimde açan can güllerimi, Bahara ermeden hazan vuruyor... ... Sevgilerin harman olduğu yerde, Gönlümü gönlüne sebil eyledim. Dertli bülbül gibi düşünce derde, Vardım gül dibinde gönül eyledim. ...
Gül, Dikeni İle Güzeldir; Mutluluklar; dertsiz, sıkıntısız ve kedersiz elde edilmez. Nasıl ki dikenlerin arasından gül çıkıyorsa, meşakkat ve sıkıntıların ardından da gül misali güzelliklere kavuşulur. Gülün, hep diken ile beraber bulunuşu çok ibretli ve hikmetlidir. Dikene katlanan gül, çiçeklerin şâhı olmuştur. Huzûr ve mutluluk da, cefâlara katlanmanın sonucunda elde edilir. Nefsin kötü arzularına ve hayatın ağır imtihanlarına tahammül, iki cihân saâdetinin kapısıdır.
Hazret-i Mevlânâ ne güzel buyurur: “Gülün güzel kokulu olması, onun dikenlere katlanmasıdır. Zîra gülün dostu dikendir.” Hiçbir güzellik yoktur ki güçlüklerin, çilelerin ardında gizlenmiş olmasın. Gaflet dikenini aşmadan ayıklık gülistânına kavuşulamaz. Benlik dikeninden kurtulmadan mânevî varlığa erişilemez. Gözyaşı dikenlerini aşmadan gülmeye hak kazanılamaz. Ölüm dikenini aşmadan ebedî hayata erilemez… Hazret-i İbrâhîm -aleyhisselâm- da, gülün ateşten dikenlerini aştıktan sonra gülistâna kavuşmuş ve târifi mümkün olmayan huzûru bulmuştur.
Hazret-i Mevlânâ şöyle der: “Bahçede bulunan gül, yanağını kirlerden arındırmış, gömleğini yırtmış tebessüm ediyor. Dikenlerin verdiği acılara, kederlere sabrediyor. Âdetâ: “Ey insanoğlu, sen de benim gibi ol! Dikenle beraber bulunduğum için neden gama düşeyim? Neden kendimi kedere salayım? Ben ki gülmeyi, o kötü huylu dikenin beraberliğine katlandığım için elde ettim. Onun vesîlesi ile âleme güzellikler ve hoş kokular takdîm etme imkânına kavuştum. Dikenle hoş geçinmek, bana daha neler neler kazandırdı!..” diyordu.
Hakîkatte gül, Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz’in sembolüdür. Yani güllerin şâhı, Efendimiz -aleyhisselâtü vesselâm-’dır. Bizler de güzel hâlimiz ve ahlâkımızla o gülün bir şebnemi olmaya gayret etmeliyiz. Müslüman; zarîf, ince ruhlu, hassas ve güzel bir insan olmasından dolayı güle benzer. Gül bahçesi mîsali, binbir güzellikler kendisinde hayat bulur.
Gül kokulu insanlarla beraber olanlara bu güzellikler geçer. Kil toprağına gül gibi kokuyorsun denilince: “-Ben misk de, amber de değilim. Bildiğiniz, alelâde bir toprağım. Lâkin, bir gül fidanının altında bulunuyor ve gül goncalarından süzülen şebnemlerle her gün ıslanıyordum. İşte hissettiğiniz gönüllere ferahlık veren bu râyihâ, o güllere aittir.”
Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri de, sâdıklarla beraber olup onların yolundan gidenlerin, sonunda dost güllerini devşireceklerini ne güzel ifâde eder: “Sâdıklar yolunu tutup, “Hakk’ın dergâhına yetüp, “Âşık bülbül gibi ötüp, “Dost güllerin deregör.”
Osmanlı pâdişahlarından, peygamber âşığı Sultan 1. Ahmed Hân’ın, peygamberler yetiştiren o müstesnâ gül bahçesinin eşsiz bir gülü olan ol Rasûl-i Kibriyâ’nın ayak izlerinin maketine yüzünü sürüp, bir tâc gibi onu başında taşımayı büyük bir şeref olarak ifâde eden şu mısraları ne kadar mânidârdır: “N’ola tâcım gibi başımda götürsem dâim, “Kadem-i pâkini ol Hazret-i Şâh-ı rusûlün.. “Gül-i gülzâr-ı nübüvvet o kadem sâhibidir, Ahmedâ durma yüzün sür kademine ol gülün.”
Şâir Nesîmî’nin, gülü bir değer ölçüsü olarak ifâde eden şu mısraları da ne kadar güzeldir: “Seyrimde bir şehre vardım, Gördüm sarayı güldür gül, “Sultânımın tâcı tahtı, Bağı duvarı güldür gül. “Gül alırlar gül satarlar, Gülden terâzi tutarlar, “Gülü gül ile tartarlar, Çarşı pazarı güldür gül..”
Yüreği güllerle dolu gönül güzelinin gül kokulu satırlarıyla yüreğimiz huzura ve mutluluğa koşuyor. gönlümüzde seher yelleri esiyor. Ne mutlu yüreği güllerle dolu gönül dostumuz var.
Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum efendim. Rabbim cümlemizi gül yüreklilerle Kevser havuzunun başnda cem eylesin. Allah'a emanet olunuz.
Hocam siz gülleri çok seviyorsunuz anlaşılan, diyeceğim ama verdiğiniz cevabı duyar gibiyim "gülleri kim sevmez".. mükemmel dörtlüklerdi.. o güzel yüreğiniz dert görmesin..
Sevgilerin harman olduğu yerde, Gönlümü gönlüne sebil eyledim. Dertli bülbül gibi düşünce derde, Vardım gül dibinde gönül eyledim. Bu dörtlükler hiç bitmesin...Yine harika,yine önemli bir yerde gönlümüzde...
Sevgilerin harman olduğu yerde, Gönlümü gönlüne sebil eyledim. Dertli bülbül gibi düşünce derde, Vardım gül dibinde gönül eyledim.
Saygıdeğer;Rabia barış Hanımefendi'nin hanği dörtlğünü ele alsanız dört dörtlük desem mübalağa sanatı yapmamış şiirdeki bir realiteyi tesbit etmiş olurum.
Yoğun emek mahsülü olan bu dörtlükler gerek kalıp,gerek muhteva gerekse üslup açısında örneklerinin en başarılı türlerini ifade etmektedirler.
Şairenin şiirleri türlerinin en güzel öerneklerini hem üslup,hem muhteva hemde şekil açısından gösterdiği gün gibi ortadadır.
Tebrik,takdir,selam ve başarısının artarak devamı için dualarımla efendim...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.