Çocukken baykuşların ötüşünden korttuğumu da
Anlatmış mıydım sana
Soğuk kış gecelerinde altımı ıslattığı mı
Ve bu yüzden her sabah Annemden dayak yediğimi
Ekin tarlasında karıncaların ince uzun yollarını takip ettiğim mi
Kendinden büyük buğday tanesini toprağın altına nasıl taşıdığını
Yusufçukların kuyruğuna iğ bağladığı mı
Bu sebeple uçmaya zorlandıklarını
Odun kesmeye gittiğimiz de
Huysuz eşeğimizin beni her seferinde tekmelediğini

Gerçekten tüm bunları hiç anlatmadım mı sana
Dahası da var dinle..!!
Tezek kokusu üzerime sindiği günlerde
İlkokul öğretmenin aşağılamasına maruz kaldığımı
Öğlen arası aç kaldığımda
Gururumdan arkadaşların daveti dahi geri çevirdiğimi
Şiir yazma hastalığının bana babamdan bulaştığını
Yalnız yaşayan ninemi her ziyaret ettiğimde
Bütüm angarya işlerini yaptırdığını
Sonra koca bir tabak nişastalı bulama yemeğini
Bana zorla yedirdiğini
Biletsiz bindiğim yolcu treninde
Kondüktöre yakalanmamak için tuvalete saklandığımı
Sigaraya ve alkole Lise yıllarında aşık olduğum
Bir kız yüzünden başladığımı
Ona yazdığım mektubu polis olan babası okuduğunu
Bu sebeple beni karakola çektiğini
Jopla da o gün tanıştığımı

Sahi anlatmış mıydım sana
Elimde sapanla incir ağacının gölgesine gizlendiğimi
Serçelerin dallara konmasını beklediğimi
Her vurduğum serçenin titreyerek avucumda can verdiğini
Ve o günlerden bugünlere hayatın bana hiçbir şey öğretmediğini

Şimdi ise akşamları işten eve döndüğümde
Masamda yarım bardak soğumuş çay
Kül tablamda sönmüş bir sigara
İşte çoğu zaman karşılaştığım manzara
Sonra söyleniyorum kendi kendime
Bu halin nedir diye
Oysa her seferinde ne de çok iz bırakırmışım
Hayata ve kendime …