13
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1304
Okunma

Tecen, Murgap, Karakum da, kayboldu
Ey Afraze, sebep mutlak, Hüdadır
Kuan Derya, kuruyunca, ne oldu
Göçler geldi, bu nasıl bir, vedadır
Kögmen dağlarının, zirvesi kardır
Karlar eriyince, gelen bahardır
Tanrı dağ, zirvende ıssık göl vardır
Bozkurt uluması, burda nida’dır
Pamir yaylasında, rüzgar sert eser
Somon dağlarında, nefesin keser
Qarokül gölünde, rüzgarlar susar
Şairin yaptığı yâd’dır, edâdır
Toktokul suyunu, şu kara-köl’ü
Hazar, Aral, Balkaş, sularla dolu
Ertiş, esil nehri, yurdumun gülü
Akarken su sesi, ne hoş seda’dır
Destanlar, kitabe, anlatır bizi
Elbette sürülür, geçmişin izi
Bozkırı, Ovası, bayırı, düzü
Bu toprak uğrunda kaç can fedadır
İdil’den, Kırım’a, ordan Hazar’a
Dilerim Türk eli, gelmez nazara
Afraze, ağıt çok, gönlü bizar’a
Kızıl elma bize, ahttır, cida’dır
Zerefşan, nehriyle, ah kaşkaderya
Amuderya candır, vah karaderya
Narin derya, surhanderya, sirderya
Aşık Lüzumsuz’a, bunlar cüda’dır
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık Lüzumsuz
CÜDA: Yurt, baba ocağı gibi çok sevilen şeylerden ayrılmış olan, uzak kalmış olan.
CİDA: Kargı, mızrak, İnat etme, direnme
5.0
100% (15)