0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
932
Okunma
Dolu… Dolu ağlıyorum bu gün
Artık bu ayrılık öyle koyuyor ki bana
Beni ilgilendirmiyor ne ölüm ne düğün
Bu ayrılık öyle vuruyor
Ağlayanı olmayan, cenaze gibi.
Düşmansız sürgünüm
Duy desem duyar mısın sesimi
An… an fısıltın gelir rüzgarla kulağıma
Bir daha sev desem…
Sever misin?
benim sevdiğim gibi..sende beni gülüm.
Sana adadım tüm yağmurları
Ne bilesin Konya ovasına yağmur düşmediğini
Ne bilesin Karadağ’ın tepesinde’’ at ,,yelelerinin savrulmadığını
Ne bilesin gülüm
Susuz tarlaların yağmursuz yandığını
Başakların toprağa küstüğünü
Benim sana yandığımı anlatabilir mi çorak topraklar
Hangi şiir hangi şarkı anlatır
Benim de sana küstüğümü.
Nacak sırtı değil ki, bir ağacın yıkıldığı görsen
Bir çocuk ayağıma dolaşıp yüzünü okşayıp sevsem
Bir yankı düşer yüreğime
Her gün aynı kuyrukta doktorunu bekleyen hasta gibi
o hastanın büyüttüğü umut çiçeği
Kaç kez özler seni bir bilsen…
Seni yeşil tarlaların en nadide çiçeği gibi
Koparmaya kıyamadığım
Oysa çok zaman azgın sulara kapılan yüreğim
Kaldırım taşına küfür patlatır
Kırıldığı kalır parmaklarımın
Yine bir solukta dökerim yağmurları kirpiklerimden
Sen misin gelen yağmur bulutu
Bir türlü kabına sığdıramadığım umudu
İçer misin benimle kadeh… Kadeh
Susuz toprağın yağmuru içtiği gibi.