4
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1357
Okunma

Ben şimdi yalnız çaresiz
Bilmediğim bir dilin
Uzak bir kent türküsünden gelirim sana
Bir Eylül ikliminin rüzgârında
Şapkam düşer göklere
Gitmek ne vahim bir eylemdir şimdi
Söyleyememek derdini sevgiliye
Dünyalara sığdıramadım da seni
Telvesi bol bir kahvenin kapatılan taraflarında,
Bir binanın terasında rastladılar sana.
Bilmeyen dillerde ne güzel de söylendi adın
Resmini yapacaklardı nerdeyse,
Mesnetsiz tasvirlerle..
İşte o zaman biraz daha inandım kendime
Faldan çıkana, çıkansız kalamayacağıma
Sonra bozuldu birden hava
Bu macera;
Yarım, yitik, yıkık bir kalpte
Yeniden başladı yazılmaya..
Aklımdakiler ne geceye ne gündüze sığar
Beklenen yâr ise eğer,
O vakit,
Gece gündüze sarkar.
Anladım ki,
Koluma takmışım meğer bir hayali
Uygun adım hep gerisin geri götürür beni
Gelir bildiğim yerler keskin dönemeçler vâri
Ters bir yola girdim belli ki
Hız kesmeden gelsem duracaklar sanki
Dedim ya, işte öyle
Hesapta olmayan bir gelişti gözlerin
Ve, hesapsız gelişti,
Gidişlerin..
BORAN
5.0
100% (5)
/ ya şimdi..? /