5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1072
Okunma
Sustukça uzayan gecelerde irkilmiş yağmurları dinlerim..
Damlaların yere her vuruşunda bir parça eksilir bedenimden,
Bir damla, bir damla ve bir damla daha,
Bütün hıncıyla döver toprağı damlalar,
Ve ben biraz daha eksilirim,
Biraz daha kaybolurum boşlukta,
Bütün güzelliklerden soyutlanırım o an.
Başımı ellerimin arasına alıp,
Başlarım çocuklar gibi ağlamaya,
Göz yaşlarım yağmurlara karışır,
Hışıltılardır sesimi saklayan.
Geceler uzar uzadıkça karanlığa,
Yapabilecek hiç birşey yokmuş gibi gelir,
Ayaklarım mıhlanır sanki çeyrek metre alana,
Kanım bedenimi dolanmaktan aciz,
Kalbimde aksayan bir makam,
Gözlerim sağa sola bakamayacak kadar yorgun,
Ellerimde kristalleşen göz yaşlarım,
Ben böyle değildim tanrım;
Böyle sessiz değildi bu odalar , bu ev
Terk etmişti beni bütün güzellikler,
Mutluluklardan eser kalmamıştı,
Hiç olmamıştım bu kadar yalnız
Tatmamıştım yalnızlığı bu kadar içten.
Meğer seni sevmek ne zor birşeymiş
Öylesine aldanmak gecenin karanlığıyla.
Avutmak kendimi bir kaç parça anıyla,
Her anıyı canlandırmak tekrar tekrar
Ve herşeyi yaşamak yağmurlarla yeniden.
Sanki damlalar saçına yağıyordu topraktan öte,
Çakan şimşeklerda gözlerini anlatan,
O ses yok mu ? Ruhumdan bir parça koparan
O ses ki duydukça saçlarımı yoldurtan.
Süngüler gibi vurdun alnıma,
Saatlerce hiç dinmeden
Deli dolu yağdın üstüme,
Sen yağdıkça ben biraz daha gömülüyordum karanlığa
Biraz daha kahroluyordum yokluğunla,
Tıpkı seni aldığı gibi, herşeyimi aldı yağmurlar
Herşey damlalardan ibaret şimdi,
Sayısız birbiri ardına düşen damlalar
Ve kan kokusu hiç dinmeyen topraklar...
Cemil MALKOÇ