2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2034
Okunma

Yolum düştü gülşene çiçeklerle buluştum
Sohbet edip, koklaştım hepsiyle birer birer
Gizli kalan sırları her ne var ise, deştim
Dört bir yandan gelerek dil döktüler bu sefer
Gelin çiçeği geldi binbir sitem içinde
Hem çaresiz hem suskun boyun bükmüş dalıyla
Frezya suçsuzlugu haykırdı bir biçimde
Umut ve neş’e saçan o azimli haliyle
Sümbüller boy gösterdi hoş kokular saçarak
Uçuk pembe ve mavi giysileri içinde
Bir tutam sarı nergis yanlarına alarak
Şöyle geçip gittiler âh bırakıp içimde
Issız kuytu bir yerde açan zambağı gördüm
Prenses gibi zarif, bir kral kadar mağrur
Ona gönül kapımın anahtarını verdim
Gelir hep en mu’tenâ kıyılarında durur
Baharın habercisi kardelen bir umuttur
Kışa meydan okuyan o dimdik duruşuyla
Dünden kalan dertleri insanoğlu unutur
Papatyanın kendini kırlara serişiyle
Her lale bir kadehi andırırdı elimde
Yasemen bana yârin teni ve sînesidir
Gül bitmeyen bir şarkı, hep kalacak dilimde
Hanımeli kokusu cânânın nefesidir
5.0
100% (2)