Sabah ezan okunsa
Çaylar demlense, çorbalar kaynasa
Çapa, meğel, kürekler omuzlansa
Çalışkan insanlarını mı anlatsam Alpaslan’ ım?

Bamyalar toplansa, gölgelerde dizilse
Azak mıklaması yumurtalı yense
Cimcik aşı için hamurlar kesilse
Dönderme, şapalağını mı anlatsam Alpaslan’ım?

Kirazlar toplansa, dizilse kasa kasa
Cepler para ile dolsa
Babalar emmiler, şeker de alsa
Al yanaklı kızlarını mı anlatsam Alpaslan’ ım?

Dikkulağın değirmene mi gitsem
Karadurmuşun değirmenin de mi buğday öğütsem?
Yoksa Kadir dayının değirmenin,
Kül gömbesini mi anlatsam Alpaslan’ım?

Bahar gelse ağaçlar çiçek açsa
Etrafa mis kokular saçsa
Kuzular sıçrayarak ’Tos’ atsa
Çobanlarının kaval sesini mi anlatsam Alpaslan’ ım?

Akşam olsa duyulsa bir nişan
Gitmeyen oynamayan bin pişman
Yok başka yerde kızlı-erkekli horan
Düğünlerinde ki neşeyi mi anlatsam Alpaslan’ ım?

Vedat der ki; Alpaslan bir tane
Gelmeyen, görmeyen ağlasın yana döne
Kardeşlik, akrabalık senin sayende
Zorda kalanlarınla dayanışmanı mı anlatsam Alpaslan’ ım.
Vedat ESER
Şubat 2008