0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
708
Okunma

Sevdiklerini kaybettiğinde anlıyorsun ki,
Yıllarla günler arasındaki fark saatlerden ibaret
Eskiden seni üzen şeyler, yavaş yavaş seni güldürmeye başlıyor.
Anlamsız insanlarda, anlam aramayı bırakıyorsun.
Egolarının seni nasıl ele geçirdiğini fark ediyorsun.
Egolarına karşı savaş açıyorsun, yeniliyorsun.
Yenilmek zevk vermeye başlıyor yavaş yavaş.
Sen yavaşladıkça hayat hızlanmaya,
Sen durdukça bir şeyler ellerinden kayıp gitmeye başlıyor.
Tam koşmaya hazırlanıyorsun, ufacık bir tümsek her şeyi berbat ediyor
Ama artık biliyorsun ne kadar hızlı koşarsan koş, zamanı geçemezsin.
Zamanı geldiğinde deyip geçiyorsun sende, bir türlü zamanı gelmiyor
Doğru zamanın o an olduğunu anlıyorsun.
Hissettiğin andan daha doğru bir zaman olabilir mi ?
Tekrar yazmaya başlıyorsun, deniyorsun deniyorsun!
Yazdığın hiç bir şey hissettiklerini ifade edemeyeceğini anladığında, duruyorsun
Suçu yazdıklarına atıyorsun,
Halbuki sende biliyorsun suçlu yazdıkların değil, hislerini anlamaya yetmeyen kapasite.
Şarkılar daha anlamlı gelmeye başladığında, hayatın anlamsızlaştığını hissediyorsun
Usul usul kabul ediyorsun, olup bitenleri
Gecenin karanlığına vuruyorsun kendini, biliyorsun ki
Gecelerde senin gibi sessiz ve yanlız.
En zor soruya geliyor sıra, NEDEN ?
Ah o soru ... Nedenini kimsenin bilmediği kendinden başka
Herkese sorduğun, yine kendinden başka.
Gecenin bir vakti sokağa fırlıyorsun, hafif çakır
Karanlığı suçluyorsun, oysa bilmiyorsun ki
Işığı görebilmek için, karanlığa ihtiyacımız vardır.
Bir kez daha öğreniyorsun ve bir kez daha.
Sonra bir bakıyorsun, başladığın yerdesin.
Son kez, bir kez daha diyorsun, bir kez daha.
Ama bu sefer gülümseyerek ...