3
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1360
Okunma

Sokaklar; dizilmiş teşbih tanesi
Sabır taşlarının nefesi gibi
Yaralı kuşların camsız hanesi
Rüzgârı, ağlayan su sesi gibi
Sokaklar; bir adım bin yılık yokuş
Kahırdır gölgenin yere varışı
Yalnızlıkta çokluk içte yok oluş
Parke taşlarının her yalvarışı
Sokaklar; ümidin cenderesidir
Münzevi dünyanın ışık gecesi
Ateş ile buzun penceresidir
Sırdadır sorduğu her bilmecesi
Sokaklar; şakakta ağaran saçım
Çileye muallim aşka talebe
O bana ben ise ona muhtacım
Yetimin annesi korkuya gebe
Sokaklar; ruhumun bergüzâr hâli
Belki söylenmedik dertleri saklı
Hüzünlü bakışı mahzun sevgili
Bu yüzden bakarken alıyor aklı
Sokaklar; söyleyin neden bu hüzün
Yağmur ince ince öperken sizi
Bir eşi değil mi aşkta gündüzün
Yorganı çekmeyin kaybolur izi
Sokaklar; yalnızlık alın yazınız
Yoldaki yolcuyu bekleyen hancı
Kıvrık dudaklarda gizli sızınız
Yine de vuslatın sizde inancı
Sokaklar; bensiniz benzim ve betim
Sanki Makberî’nin sine duvarı
İçimden dışıma olan diyetim
Gelin terk edelim biz bu diyârı
_________________Makberî