Bakıp diyorlar bana “bu hal neyin nesidir”
Granitten dağları ark etmek benimkisi
Lügatimde ki lehçem Kiril alfabesidir
Tersli işkembeleri börk etmek benimkisi

Öğrenmedim bilemem şöyle dimdik durmayı
Oturup sedirlere yağlı bıyık burmayı
Bir gün belki vururum tam gözünden turnayı
Kıçım sıkıştığında çark etmek benimkisi

Müjdelenen günleri uç uca ekler gibi
Kerbela’da şahadet nöbeti bekler gibi
Altı delik testinin suyunu denkler gibi
Olmayacak hayali gurk etmek benimkisi

Çelimsiz temeline on kat birden çıkılan
Küf kokan köşesine ne var ne yok tıkılan
Derin bir nefes ile“püf” deyince yıkılan
Sazdan kulübeleri bark etmek benimkisi

Istırabın yüküyle inim inim İnlerken
Uykusuz gecelerde aşk masalı dinlerken
Merhametsiz saatler zamanı perçinlerken
Vicdanımın sesini gark etmek benimkisi

Haşhaşılar misali kelle uçurmak değil
Çöldeki kervanlara pusular kurmak değil
Kimselere olmamış bir yafta vurmak değil
Sevdanın cephesini terk etmek benimkisi

Kuyruğuna basınca dostluğunu unutan
Yakaladığı avı çiğnemeden löp yutan
Çalının gölgesinde şöyle kıvrılıp yatan
Yılanın kabuğunu kürk etmek benimkisi

Maşukun bıraktığı çayırda otluyorken
Sonbaharda aş erip baharda potluyorken
Her adımda zihnimi dikkatle kotluyorken
Ayağımı zincirle örk etmek benimkisi

22.10.2014 Kütahya

Börk: Şapka
Gurk: Kuluçkaya yatma
Potlamak: Yavrulamak
Örk: Hayvanları bağlamaya yarayan urgan